| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
#1
|
|||
|
|||
Za-man
Adi: Zaman
Soyadi:Gecer Yasi:34 Dogum yeri:Konya Meslegi: Kebapcilik Özelligi: Zamanda yolculuk yapabilmesi. d --------------------------------------- :trailer: Zaman zaman böyle >> Sami alt cekmecedeki eti alip kiy - iki birbucuk sis kadar el kiymasi olsun, ben sonra geliyorum << deyip kaybolurdum. WC'ye gizlenip , sag elimle sag kulak mememi bir kez cekerek bir gün geriye gidip, birtakim ayarlamalar yapmam gerekiyordu. Simdi de dün aldigim et yetmemisti, etin kilosunu artirip bir iki de salatalik ekleyerek cekmeceye koyup hemen geri dönecektim. Bu markete gitmekten daha kolaydi.Bugün, düne dönünce aklim biraz bir gün sonra yasadikalarimi hatirlamamamla bazen ortalik iyice karisiyordu ama.. Geändert von fos (19.06.2009 um 14:43 Uhr). |
#2
|
|||
|
|||
yeahhh) yasasin türkish McFly
|
#3
|
|||
|
|||
za-Man "Sonun baslangici" 1
za-Man "Sonun baslangici" 1
Kulagimi cekerek tekrar bügüne döndüm. Müsteri sayimiz su son günlerde artmisti.Bütün suc, salak mangalcim Samideydi.Gecen doldurup yatirmadigim , ve cöpte buldugu altili ganyan biletimin tuttugunu herkese anlatmisti. Halbuki ben, oynamaktan ziyade, geyik olsun diye oynardim-bileti yatirmamak daha zevkliydi.Haksiz kazanc edinmek istemiyordum.Inanin, hergün lottoda altiyi tuttrmak mutlu etmiyordu beni artik. Bu özelligimle, sadece cevremde, isittigim bazi kader kurbanlarinin yardimina kosuyordum. Kimsenin bundan haberi yoktu.Neclama bile söylememistim. 02.07.1989 Yasim onaltiydi.Konyanin Altinapa barajinin insaatinda komsumuz Recep abinin damperlisiyle cakila gidiyorduk.Parasi iyi bir isti.Geceleri santiyede kaliyorduk.Issiz, karanlik ve tenha bir santiyeydi.Toz duman ve sigaradan baska bir zevkimiz yoktu. Bu gece uyuyamamistim, kamyonun altina kurdugum uyku tulumumdan cikip biraz dolasmak istemistim.Maltepe ve kibridimi de almayi unutmamistim. O gece havadaki tilsimi suya yaklasir yaklasmaz fark etmistim.Suda bir parilti vardi.Yaklastigimda tüm vücudum kaskati kesilmis, ödüm mokuma karismisti.Kipirdayamiyor ve sadece gözlerimi oynatabiliyordum.Suda harfler belirmisti, inanilmazdi, söyle yaziyordu>zaman ve mekanda seyahat - kaybolduk- burasi dünya mi?< Ilk evvela , bunu yapanlarin, betoncu Ahmetin denyo elemanlaridir- baska kimse yapamaz, inekler suyun altina girmis beni oynatiyorlar diye düsündüm, ama ya peki kipardayamami nasil aciklayacaktim?..MmMmm diye baska ses cikaramiyordum. Suda >>evet icin 1, hayir icin 2 gözünü kapat<< talimati belirdiginde altima isiyordum.>bu gece dolunay mi?<< tek gözümü kapatarak cevap verdim.>>bizimle gel!<< Iki gözümü kapatmistim.>>sana mükafatimiz var-kulagini cekersen bir gün geriye-tekrar cekersen tekrar bir gün sonraya döneceksin ve orada sadece 1 saat kalabileceksin sirrini anlatirsan-isin biter>> Su aniden kabarmaya baslamisti. Barajin icinden göge yükselen dairenin - bir olimpiyat havuzunun büyüklügündeydi.Cesitli renkler yanip sönüyordu. Girinitiler ve cikintilarindan sular asagiya dogru akarken, Uzay gemisi kuzeye dogru hizlanarak gözden kaybolmustu. O gece hic ama hic uyuyamamistim.Yasin suresini 12 kez okumustum. Sürecek |
#4
|
|||
|
|||
ne za-man sürecek?
|
#5
|
|||
|
|||
za-Man "Sonun baslangici" 2
Ilk baslarda bu yeni meziyetimden cok korkuyordum.Gece herkes uyudugunda, kulagimi cekip bir gün öncesine ayni
yere dönüveriyor,kol saatimden gözümü ayiramiyordum. 5, 10, 30 derken 55 dakikaya kadar kalip dönüyordum.Son 5 dakikasini <ne olur ne olmaz> diye yedekte tutuyordum. Bu nasil bir meziyetti. Ilgimi daha evvel cekmeyen dergiler alip okuyordum. P.M. Magazin, Sizinti (aklin ve ruhun birlestigi dergi...) Zamanda yolculugun kullanma talimati yok muydu be kardesim?.. Yoktu, ve deneme yanilma yoluyla bircok irili ufakli maceralara dogru tüy biyiklarimla ve titrek gencligimle tam gaz ilerliyordum. Ilk yilimi hatirladigimda hala hem güler hem aglarim.Nesneleri,sayilari, kolayca etkileyebiliyordum tek dokunamadigim sey mukadderatti. Lakin babacigim vefat ettiginde, dönüp kendisiyle bir saat daha konusmak,>>yarin o trene degil.... mutlaka öteki trene bin emi! << demis olmama ragmen, hicbirseyi degistirememis ve kendisini bir tren kazasinda yine de kaybetmistim. Bu bana sonraki acimin daha da büyümesine neden olacak aci bir ders olmustu. "oglum..neden bu kadar heyecanlisin, tamam binerim binerim " Bu son sözlerini hala kulagimda isitirim. Peki ya gencligimden kalma neseli anilarim yok muydu? Olmaz olur mu...genc ve hürdüm, önümde o kadar zaman vardi ki..her saat benim icin iki saat degerindeydi. Evden kacan cocuklarin yerini bana ayni gün söylediklerinde "en son nerede gördünüz?" diye sorar, oraya giderdim ve caktirmadan geriye döner ve cocuklarin nereye gittiklerine bakar, tekrar döner "gidin sidikli Hatce ve sümüklü Sahini Hakki amcanin ahirinda saklanmis bir sekilde bulacaksiniz!" derdim. O günün aksami sevincten havalara ucan cocuklarin anne ve babalarindan türlü yemekler ve bahsisleri garantilerdim. Bu para haram miydi acaba diye düsünürdüm. Gerci karsiliginda bir zahmete giriyordum, ama yine de hayiflanirdim. sürecek |
#6
|
|||
|
|||
za-Man " Sonun baslangici " 3
Artik herkesin dilindeydim "müneccim sanki"," kesin büyücü bu", kesin ot ta iciyordur bak..hep kayboluyor ortaliktan!!"
Bunlari genc yasta duymak beni insanlardan sogutamamisti yine de.Gelecek benimdi. Eh ara sira sans oyunlarinda kendime birazcik bahsis kazandirttiriyordum.Fakirlerle birlikte ben de doyuyordum. Bazi seylerin gidisatini da bir hayli karistiriyordum, eh o da olacakti yani. Yine de yükseklerden asagilara düsmekten cok korkmaya baslamis, alcakgönüllü olmaya ve kalmaya calisiyordum. Zevk cok güclü bir seytandi. Yasim 19 iken, bir gün kulagimi cekerken ayni anda da Neclayi düsünmüstüm. Kendimi bir anda Neclalarin banyolarinda kizin arkasinda buluvermistim. Allahtan kizin yüzü sabunluydu (diger her yeri de..) ve o ne oldugunu anlamadan oradan dönüvermistim. Yeni birsey ögrenmistim, o da belirli bir kisiyi düsününce kendimi o kisinin yaninda buluveriyordum.Buna dikkat etmemi hemen anlamistim. Ayni günlerde de belirli bir yeri düsününce de oraya dönebildigimi anladim.En büyük zevkim Neclanin ceyiz sandigina gitmekti. Kafamla sandigin kapagini hafif kaldirinca onu uyurken görebilmek artik günlük vazifem ve zevkimdi.Pecetesiz gitmemeye calisiyordum. Birkeresinde hapsirinca, kizcagiz altina ediyordu..sandigi komsunun oglu Saadettin ve Imam efendiyle birlikte besmeleyle acmislar, ici bos oldugunu görünce de,tüm evi evvela tütsülemis sonra da kiza kuran okutmuslardi.At nali büyüklügünde de bir muska takmislardi narin boynuna. Neclayi istetmem gerekiyordu. Karsimda iki sorun vardi. Ilki, komsunun oglu Saadettin - Neclaya pek bir hinzirca bakiyordu. Onun hesabini görmem cok kolaydi. Gece Askerlik subesine girip, cagrilma celbini kendi ellerile hazirlamis, komutanin :imza: cekmecesine en üste ben koymustum. Saadettin etek trasini olmadan apar topar alindigi gibi kendisini Manisa-Kirkagacta acemi birliginde buluvermisti. Ikinci sorun ise "Askere gitmemis erkege verecek gizim yok" diye direten babasinin gönlünü almadan evvel, Neclanin sadece banyosuna ve ceyiz sandigina degil..evvela gözüne girmeliydim.Bu ayrinti beni mahfediyordu.. sürecek. |
#7
|
|||
|
|||
za-Man " Sonun baslangici " 4
za-Man " Sonun baslangici " 4
Yasim ondokuzdu ve henüz milli olmamistim, askere de gitmemistim.Neclaya asiktim. Gerci 13 yasimdayken bir keresinde, amcamin kizi Sevilayin bana kilerde „baak senin böyle memelerin vaar mi“ diyerek cikarip tombullari gösterdiginde o ne be hele dur bir elleyeyim demistim, ama Seray haspasi elimdekiyle birakiverip kacmisti bile.Bir daha da yakalayamamistim.Amcam basina bela olmadan kizi 16sina varir varmaz, astsubayin tekiyle evlendirip Erzincana gelin etmisti. Daha sonra kankalarla (Remzi, Kenan,Veysel)Meshur „Aksaray“ sinemasina ögle matinesine daliyorduk. Buradaki özelik: film makinisti araya parca atiyordu. Alman, Italyan ve Ingiliz miki filmlerini bildigimiz c tipi Türk filmlerinin arasina yapistirip gösteriyordu.Kuytu ve sak sak seslerinden gecilmeyen izbe bir sinemaydi.En büyük zevkimizdi. 'Yah yahh zer shön' Filmden ciktigimizda disi sinekler bile gözümüzde „klas kari“ gibiydi. Vicdan azabi cekmeden cenabet-cünüp gezebilmenin sinirlarini asiyorduk. Gencligimiz herseyin cevabiydi. Neclanin bir iki kez lise cikisi önünde kitap düsürmüs, islik calmis, yavrum aksama anam istemeye gelcek filan diye salakca hareketlerim olmus, o da gülüp gecmisti.Bana karsi bos degildi..düpedüz beni seviyordu canim. Galiba ..ee öö falan diye düsünürdüm... Annecigim ve dayim, ayrica iki kilo baklava ve umut dolu bir delikanli olarak ben, Neclayi istemeye gitmistik.Dayim odun deposunun müdürüydü, ve böylece onu tanimayan yoktu. “ O Nafiz efendi hosgelmissiniz yahu“ diye kapida karsilamisti Neclanin babasi.Benim suratima henüz bakan yoktu. „Demek genclerin basini baglayalim diyorsun Nafiz efendi…peki öyle olsun.Lakin iki sarttim var 1. Askerlik ve 2. Ya meslek ya da isyeri sahibi olacak“ Dayicimin cevabi“ Nafiz efendi bu salak oglani ilk is askerlik subesine yollayacagim, döndügünde de ufak bir dükkan acariz“ demesiyle is bitmisti. Neclanin türk kahvesini yaparken, ben müsaade isteyip helaya girdim, oradan da ufak bir hareketle Neclanin yatak odasindaydim. Nelerden hoslaniyor, nasil neselendirebilirim diye günlügünü takip ediyordum. Sira kahveleri icmeye geldiginde de kendisine“ ellerine saglik Necla, sey ben Ersen ve dadaslari cok severim ya sen“ dedigimde Necla sasirmis..sonra da kikirdemisti. Cantada keklik.Artik sözlüm sayilirdi. Kayinpederimi de 4 ila 5 yaris „ kesin banko babacim“ile altili ganyan tüyosuyla kafalamis kendisine galeriden bir 1.3 Reno Toros cekmistik ayni hafta. Ama illa da askerlik deyip tutturmustu yine de…gitcezz gitcezz babacim gitcezz! Sürecek |
#8
|
|||
|
|||
za-Man " Sonun baslangici " 5
Askere yollanirken, kendimi Balikesire „yönlendirtmistim. Bu sekilde 9uncu Ana Jet
Üssündeki F16 larin yaninda yer hizmetlisi olarak teknoloyije olan merakimi giderecektim. „Askere gidecek—geri gelecek“ ve „En büyük asker bizim asker“ naralariyla ve Neclamin ve anamin gözyaslariyla askere ugurlanmistim. Evlenmeden olmaz diye diretiyor ve beni zivanadan cikartiyordu bu kiz. Uzun siyah saclari ve hafif dolgun vücudunun görmedigim yeri kalmamisti gerci ama, bunu ona söylemeye ne gerek vardi. Hersey istedigim gibi gelisiyordu.Adim Ganyanci Zamana cikmadan da askere gitmek iyi bir fikirdi. Acemi birligimi bir iki tokatla (kacinilmazmis demek) gecistirmis sonra da usta birligim icin Balikesire gelmistim. Ortalik F16 ve son model mühimmatla doluydu.Top gun gibi hisediyordum kendimi.Canim istediginde bilhassa geceleri, saga sola „gidiyor“ yiyor- iciyor dinleniyor ve bir saatim dolmadan dönüyordum.Böyle askerlige can kurbandi. Balikesire gelisimden hemen sonra ,bir iki hemsehrim olan askerle ve komutanla yakinlasmistim. Gel tezkere gel... Bir gece buradaki ilk „gezintimi“ yapip dündügümde (Sehre gidip tatli yemek icin) ortalik kirmizi alarm durumundaydi.Herkes bir tarafa kosusturuyordu Komutanim neler oluyor? Komutan: Zaman asker tarifi mümkün olmayan bir cisim yakaladik radarda - hemen bataryalari ve hazir kita pilotlarinin giyinmelerine yardim ediver!! Hicbirsey anlamamistim.Tüm aramalara ragmen ne bir cisim bulduk ne de baska birsey. Ertesi gece o3 -05 nöbetimde söyle caktirmadan bir kiraathaneye gidip iki cay bir cigara icip döneyim dedim. Elim kulagimda döndügümde,ortalik yine kipkirmizi alarmdaydi ve telsizimden „ZAMAN ASKERRRR..cevap VErrr“ diye bir bagirtiyla karsi karsiya kalmistim. Zaman asker 3/5 nöbeti, bir vukuat yoktur komutanim diye cevapladim.Yine tarifi mümkün olmayan bir cisim belirmis ve ortalik ellialtiya girmisti. Icime bir süphe düsmüstü… Sürecek |
#9
|
|||
|
|||
za-Man " Sonun baslangici " 6
Nato birliklerinden Albay James Earl Jones ve Hava Kuvvetleri komutanligindan Albay
Mehmet-Can Simit ,ekipleriyle ertesi gün tüm radar ekipmanini ve askerleri sorgulamak icin gelmis, aranmadik, bakilmadik ve didiklenmedik bir köse biraktirmamislardi. Hava üssüne girip cikabilen ama radar haric yakalanamayan bir cisim cok mu cok hassas bir konuydu. Acaba Ruslar teknolojik casusluk mu yapiyolardi? Tek kusku buydu. Benim nöbetlerimde gelisen ve son sinyallerin gelisi ve gidisi, benim nöbetini tuttugum hangarin tarafina yattigini bulmalari cok sürmemisti ve 3 saatir sorgudaydim. Komutan: Zaman asker! Son kez soruyorum ne gördün? Ben:Komutanim yemin ediyorum birsey görmedim..sadece bir sigara icmek icin Komutan: kes..kac defa ayni seyi söyledin.Sigaraymis, cise gitmismis vidi vidi vidi Ben:Ama komutanim.. Albay Jones: Did you feel any kind of a wave or have you heard some extraordinary sounds? Ben: No Sir! Not at all! Albay Jones: But you should have Private Zaman! You’re the Guard of that Hangar Ben; but Sir.. __isler karisiyor__ Albay Jones: Do you know what you’re guarding there? Ben:Yes sir, we’ve got a big black plane inside –Agzimdan kacirmistim.O hangardaki sey gizliydi. Albay Jones ve tüm diger üstlerim bir anda donup kaldilar. Komutanim bana yaklasip „Zaman asker..nereden biliyorsun hangarin icerisindeki ucagi? Zaman asker..sen yandin oglum! “ merakimin cezasini cekiyordum. Ilk gece kendimi iceri isinlayip bakip cikmistim.Kara köseli tipsiz bir ucak duruyordu iceride, kuyrugunda da Air Force F-117 yaziyordu. Kapidaki GIRILMEZ –NO ENTRY yazisi benim gibi zaman ve mekanda yolculuk yapan bitli bir askeri durdururabilir miydi hic? Sürecek |
#10
|
|||
|
|||
za-Man " Sonun baslangici " 7
Albay Mehmet Can Simit bir Türk olarak, benim bir Amerikali Albay tarafindan -üstelik Türk topraklari üzerinde-sorgulanmamdan hic mi hic hosnut degildi ve bunu her haliyle belli ediyordu. “Sen yandin Zaman asker” derkende zaten göz kirpmisti. Can simidimdi. Radardaki sinyallerin, bir önceki güne ait olmasi (!) ve nöbet yerimin baska bir yerde olmasi, benim dötü kurtarmisti. <Suskunlugumu bozdugum ve bu sirri bir baskasina ilettigim halde, askerligimin, bekaretimin ve bir takim baska “seylerimin” de yanacagini..> bana ibraz edilen ve altina imza atarak tasdikledigim bir evraktan sonra, Albay Jones’tan özür diledim. ” Colonel Jones, i am very sorry!” Albay Jones:Private Zaman! We’ll have an eye on you! This matter is not solved and also we.- ” Albay M.C.Simit araya girip“Ok James he has got enough - tamam hadi kaybol ortaliktan Zaman asker, ben bir daha böyle bir essekligi yapmayacagini ona aksam Aç Aç-ta ta iki dubleyle anlatacagim. Bizi bir daha böyle zor durumlara sokma haylaz asker! Insan ya fazla meraktan gider ya da your- aktan, anladin degil mi benim ingilizceyi de sökmüs bitli askerim benim!! “Emredersiniz Albayim” diye selamimi siddetle cakmis ve oradan tüymüstüm.Bu bana ders oldu. Ne sirmis mübarek. Gel tezkere gel tezkere bitsin su gurbet..evde anam bacim yarim.. Haftalar, aylar derken tezkere günü geldi. Baska bir vukuatim olmamisti, ama göz hapsinden de cikarilmamistim, her anim izleniyordu sanki. Asker ocagindan ayrilirken arkadaslarla vedalastiktan sonra radara madara yakalanmadan normal insanlar gibi yoldan gecen Kamil Koç otobüsüne atladim.287 kilometre sonra verilen ilk molada tuvalete girerken, tuvaletciye“cok uzunca bir siçiş yapacagim, beni merak etme gurban “demistim. Federico Fellini’nin her filminde basrol oynayabilecek kadar cirkin olan bu herif”bona ney gardasim istedikin godar kolabilirsün” diyerek altta kalmayacak hazircevap bir tuvaletciydi. Benim son molamdi,ve o haric, otobüse dönmemi muavin ve diger yolcular kimbilir ne kadar beklemistir. Bir kulak harekatiyla 302 -S degil Kulak- S ile kendimi sehrimizde buldum. Bir taksiyle de dogruca evin yolunu tutmustum.Acikmistim, abazaydim ve pistim. At, Avrat, Et'le sürecek |