Zrrrrrr Saat 07:23 - Berlin -- "...Allah kahretsin cepte para yok..." *gäähn*

Bu düsünce bu sabah ta benim diger sabahlari uyandigimda bagrisaklarimdaki gazi egzost ettikten sonraki aklima gelen ilk düsünceydi. Koku etrafi fazla sarmadan hemen kalkip banyoya girip, üzerimi giyip, bir cay ve bir sigarayla kahvaltimi yaptiktan sonra dogru üniversitenin yoluna koyuldum.

" hey..Alter Kanackenbruder hast Du mal 20 cent? " diyen ayyas, Lan cepte zaten o,50 sent var düsünsemde "hier du scheißpenner!..kauf Dir ein Bierchen zum Frühstück!" deyip elimdeki elli senti ayyasin bos kagit-kahve fincanina firlativerdim.

"Hey kanackenbruder! Hör mal...Du hast nen Wunsch frei!..ich bin der Djinni"
"Und ich bin Aladin Du Penner! " kafami sallayarak devam ettim yoluma..
" Hey kanacki..wat is jetz..wat ist Dein Wunsch?" sorusunu:
"Mach mich unsichtbar" diyerek cevapladim ve yere okkali bir tükürükten sonra yoluma devam ettim.

Lanet oslun sigara yok para yok, neyse dedim kendi kendime,Gidip Seyhmustan otlanayim "nan Seyhmus Diyarbakir canavari seni..dallama kör müsün, selam verdik niye almiyon? Versene la bir Malbora..Alter!"

Seyhmus salak salak sagina soluna bakinip "allah allaaah..Edizin sesini dyudum sanki" deyip yoluna devam etmesi..beni cok ama cok killandirdi..

..sürebilir..

Solugu Tuvalette aldim!
Aynaya baktigimda, bir de ne göreyim.Hicbirsey!Kafayi yememek elde degil.
Sesim duyuluyor, ama kimseye görünemiyorum. Elime sabunu alir almaz, sabun da görünmez oldu. Musluktan ictigim su, bogazimdan girer girmez görünmez oldu. Cis yaptim, aninda görüntü! Artik ben görünmez adamdim.
Bismillahirahmanirahim.

Tuvaletten cikip ne yapacagima karar verecekken, birden Aylinin sesini duydum. Aylin 4 sömestr filozofi ve jermanistik okuyan manken adayi bir ögrenciydi. Bana baktigini , ve beni farkettigini sanmiyorum. Aylin icin en az 3 harfli bri arabam ve 4 sifirli gelirim olmaliydi. Aylinin tuvalete girdigini gördügümde aklima dahiane bir fikir geldi.


Kendimi Aylinin girdigi tuvaletin yanindaki tuvalette buldum. Aylini ciplak görecektim...hem de bedava...Hayallerimi artik gercek görüntüler süsleyecekti. Üstten asagiya dogru bakayim derken, gördügümün karsisinda "vay anasini Ohaa"demekten alamadim. Paldir küldür kactigim gibi terk ettim Kampüsü. Tuvaletteki Aylinin ciglik sesi uzun süre kulagimdan cikmadi.

--sürebilir--

geilll geilll geilll bro

weiter...

will wollen noch folgendes hören:

- alles was die kommilitonen über einen erzählen mithören

- ob mehr als die hälfte der frauen wirklich im sommer nix unterm rock tragen

- als unsichtbarer , in kooperation mit einem cinci hoca...parayin anasini bellemek aksiyon...

- hep hayal edipte elleyemedigin tüm kadinlarin donanim makinalari...kolay gele...

aklima gelirse yazarim dewam

Kampüsteki görüntüden sonra, kendimi apar topar evde bulmustum.Odamdan birtakim esyalari sessizce aldim ve evi sirt cantamla -kimseye görünmeden- ..gel de gülme..terk ettim.Evdekilere biraktigim notta, birkac gün arkadaslarla acil bir promosyon gezisine ciktigimi" yazmistim.
Uykusuz, sinirli, terli, ac ve artik görünmezdim. (birazcik ta abazaydim tabi..) Solugu 5 yildizli Adlon otelinde aldim.Atin ölümü arpadan olsun degil mi!, Hem kimbilir bu sihir ne zamana kadar sürecekti. Resepsiyondaki görevlilerin müsterilerle yaptiklari konusmayi dinleyip, kimin ciktigini ögrendim ve Anahtar kartini desktten elime alarak görünmezligini sagladiim. 5 Dakika sonra kendimi 3169 nolu suitte buldum.Asagiya telefon acarak sesimi kalinlastirip " Hallo hier Müller aus 3169..hören Sie, ich bleibe noch eine weitere Woche..ja..bitte Ja! Buchen sie es bitte von der gleichen Kreditkarte ab..und ehh können Sie mir ein Argentinisches Filetsteak mit Pfeffersauce und eine Flasche Wein hochschicken...ja..medium-rare ist gut,und ehm dieser Pay-TV..sind da auch so sie wissen schon *räusper* Ach ja! Gut gut..das wär's vorerst danke" Roomservis elemani kapiyi caldiginda, "kommen Sie rein, stellen Sie es bitte hin, ich bin im Bad" demis, Banyodaki suyu akitmistim. "Der 5.-€ ist für Sie" diye seslendigimde, aslinda odadaki koltukta oturmus, genc garsonu izliyordum. Böyle 21 lik sarisin afetleri türkiyede garson yapsan, 3 gün sonra Manisa genelevinde koymus gibi bulabilirdin. Agzim sulanmisti..bazi amerikan filmlerinden edindigim bilgiler gercekten de ise yariyor diye düsündüm. Ne yalan söyleyeyim, bu isten zevk almaya baslamistim.Artik hicbirsey eskisi gibi olmayacakti. Seks, et, para,lüküs hersey..ve beni yavas yavas kemirecek olan düsünce "yalnizlik"..eh..ne? str-et simdi yahu..sirasi mi? Hem bak bu Arjantinliler de etten nasil anliyor canim. Hem bak ayrica ekrandaki "Porn to be free" filminin basrolündeki Tyra Misoux hanimefendi de etten bayagi iyi anliyordu. Birdenbire Aylin gözümün önüne beliriverdi Ah Aylin..diyerek dusun altina girdim.Kampüste dönmeliydim bir an evvel..
sürecek sanki

.
Görünmezligin birtakim iyi yanlari vardi ama, bazi hos olmayan yönleri de yok degildi. Asansörde baskalarinin birbirini minciklamasi, ya da yellenmeleri mesela.
Herseyi görünmez yapmamak icin elime garson eldiveni gecirmistim. Baskalarinin bana carpamamalari icin artik ben dikkat etmeliydim. Bir baska sorun, köpeklerdi, köpeklerden kacinmaliydim, sokaktaki taksi bekleyen kadinin labrador iti beni koklayip , göremedigi icin havlayip durmustu. Sahibesi ne oldugunu anlayamamisti bir türlü."Zoltan aus..aus.platz! " diye bagirip duruyordu. Kampüse vardigimda. Hazirladigim "Krankmeldung!"lari Profesörlerin Eingang kutucuklarina atip, dogruca kampüsün kantinine daldim. Aylin ve hic sevmedigim politika hastasi Turgut kösede oturmus basbasa vermislerdi. Usulca yaklastim.
"Ben sana demistim..cep telefonunu müsterilere verme diye degil mi!" Bunu söyleyen Turgut cok sinirliydi, bunu dinleyen Aylin ise sus pus olmustu. " naapayim bana her müsteri 500.-€ vermiyor yani..hem .baska kiz miz gelmesin, sen gel dedi" Turgutun siniri yatismadi " iyi o zaman, benden günah gitti" deyip, bir hisimla cekip gitti.

Aylinin hakkinda bilmedigim daha neler vardi acaba? Ilk evvela sabahtan beri aklima takilan o seyi teyit etmem gerekiyordu, gördügüm gercek olamazdi.Takibe basladim.

"Haydi Aylin sen de dusa gel" diyen Serpili "siz dus alin, ben sonra geliyorum" demesinde bir tuhaflik yoktu tabi.Sadece hokey oynayan bir türk kizi -milyonda bir- ise, bizim üniversitemizde iki tane vardi.Bu bir sansasyondu. Serpil biraz daha kiloluydu, ama..gamzeleri ve düzgün yüz hatlari icin biraz kalca afedilebilirdi tabii ki .Ama peki ya abileri!? Saha kenarindan ..ona buna kil bakislari ve satasmalari bitsin diye, Rektör cok dil dökmüstü. Imam efendinin de kizin "intihar ederim.." lafinin duydugunda cok üzüldügünü, ve bu isi eline aldigi söyleniyordu. Simdi ise oyun bitmis ve ben soyunma odasinda zevkten dört köse oluyordum. Rüyadaydim sanki. Simdi dus zamaniydi ve tabii ben de pistim...Önümde 8 tane cins cins ve renk renk ve boy boy hatun yikaniyordu. Kendimi saray hadimlari gibi hisediyordum.

Dokunulunca irkilen kizlar, saga sola bakip, herhalde bir baska kizin "dirsegi" degmistir diye fazla umursamadan yikanmaya devam ediyorlardi.Evet _dirsek, dirsek kizim..diye sinsice ben de isime devam ediyordum. Artik teker teker dusunu bitirip cikan kizlari Aylinin iceri girmesi takip etmisti.Sinsice etrafina bakip, havlusunu askiya asip dusun altina girdi, sirti bana dönüktü evvela, sonra saclarin sampunlamaya baslayinca hafif bana dogru döner gibi oldu. Elimle bagirmamak icin agzimi kapamistim.Suyun sakirti sesi biraz olsun örtüyordu.

Aylinin önünde o sallanan seyi demek ki gercekten görmüstüm.

sürüyor..

[FettyReloaded]

Du hast Fantasien ey

.“Vay anasini sayin seyirciler” diye aklimdan gecmiyor degil sevgili okurlar. Dustan cikar cikmaz kendimi soyunma odasinin bir kösesinde buldum. Önümde kurulanmakta olan ceylanimsi hatunlara bakarken kaskati kesilmistim.Kimisi sadece –ve-sadece etek ve t-shirt giyiyordu, altina flip-flop terlik..chüssch ! Eh yaz günü slip mi giyilirdi degil mi..pöh. Aklim Aylinin önünde sallanan ’seyde’ kalmisti..o, O bir erkekti. Bunu hafizamdan silmek istercesine tüyüverdim oradan. Görünmezlik bir hayalimi yikmisti.
Ama yeni hayaller icin hazirdim.

KaDeWe’den kendime güzel kiyafet begendikten ve giydikten sonra, yaptigi dönerin arkasini döndügünde kayboldugunu gören saskin dönerciyi izleyerek karnimi doyurdum. Istikamet havaalaniydi. Gece ucagiyla THY ile ucacaktim.Ön siradaki bos bir Business-Class koltugunda yerimi alip, herzamankinin aksine, bu sefer bir gazete bile alabilmistim, ve daima Avrupa-Türklerini asagilarcasina bakan hostess hanimefendiyi beklemeden kendime bir kahve yaptim. Arka sirada oturan birtakim isadamlari, sol tarafta ise “ay burasi döner kokuyür..”diye sikayet eden br assortik kadindan baska kimse yoktu.

Ön lastigin Atatürk havalimanina degerken cikardigi ”igkkk” sesiyle gözlerimi actim ve Swiss otelde, bir suitin dusunda yikanirken buldum kendimi. “Beyefendi henüz havyar ve sampanya icin cok erken degil mi?” Sorusunu ancak laubali bir otel calisani sorabilirdi. “Getirin!”

Sıra birazcik Istanbulda kafa dagitmaktaydi.Büründügüm bu kisiligin sinirlarini ögrenmek ve tatmak icin hazirdim. Gözüme televizyon sehpasinin yanindaki “Natascha masaj –eskort-service for international businessmen ” kartina takildi. Aradim.” Tek sartiniz karanlikta "masaj "edilmeniz öyle mi?” Evet, tek sartim buydu. Ve masözün gercek bir kadin olmasi ve ve Aidsli olmamasi!

Nedense aklim fikrim sadece ve sadece bedensel bir rahatlamadaydi.Acaba görünmezlik beni ruhsuz mu yapiyordu?..Cikip bir iki tarihe eser, Camii filan gezmeliydim.

sürecek

.
Otelden ayrilip gezmeye basladim. Saat onikiye dogru, Bostancidaki kokoreccilerden-
müsterilerin birisinin " paket yap Tevfik abi" diye ismarlamasini bekledim-ve paketi
sipsak elime gecirdim.Arkamdaki kavgayi dinlemedim bile, acikmistim. Özlemistim
bu tadi.Yan masadan kolasini icen bir enfes hatunun kamisina sarkiyordum, kamisinin
bir baskasi tarafindan da somuruldugunu bilse, acaba tekrar agzina alir miydi acaba?
Cikardigim yemek sesleri, ucusan martilarin gäuk- gäuk sesine karisip gidiyordu.
Bogazdan MS. Holg-Os Valdez II isimli tankerin Vroopp VrooooööP sesi bogazin karsi
tarafindan yankilaniyordu.

Otele döndügümde, telefonla siparisini verdigim kiyafetlerim yatagin üzerine drape
edilmisti. Saat 19:30 du...hava kararmaya baslamisti. Filmlerdeki gibi bir aksam icin
hazirdim.Sampanya, havyar ve ..... yabanci bir ten. Tek celiskim ise, karanlikta yatiyordu.
Oda-servisi siparislerimi birakip gittikten sonra,odadaki tüm isiklari söndürdüm, hafif "silow"
müzik ve aksam esintisin perdelerdeki titresimlerini izlerken kapi calindi.

"Selam ben Handan..kikiki .ay burasi ne karanlik öyle " diyerek iceriye, her erkegi ilk bakista
ve her bakista düz duvara tirmandirabilecek esmer bir bomba daliverdi.Lindsay Lohan ve
Penelope Cruz karisimi birseydi.Ön disleri ayrikti. Giydigi mini, ile kazasiz ve belasiz buraya
kadar gelebildigine sasmak gerekiyordu dogrusu. Isik alerjim var, lütfen isik, televizyon vs.
acmayiniz. Bu aksami kalin siyah gözlüklerimi kullanmadan eglenmek istiyorum Handan hanim!
Diyerek konuya kelimenin tam anlamiyla daldim.Ya da daldik..

Beni görmek icin ne kadar ugrastigi gözümden kacmamisti. Havadan, sudan, gögsümdeki
killardan bahsettik.Formalite icabi koklasiyorduk...Yedik ictik. Handanin kullandigi parfüm,
kullandigi kalca teknigi ve ellerindeki marifet ikimizi sayisiz kez birtakim yüksek yükseeek tepelere..
cikmamizi akabinde daha sonra da ovalara yuvarlanmamizi saglamisti. Viagranin et olmus
haliydi. Yaninda getirdigi..ilginc sarmalarin gaziyla..sabahin ilk isiklarina kadar..konya-git-gel alti saat
vaziyetindeydik.

Banyodan seslendim."Handan hanim cikarken, size olan zarfi unutmayiniz-üst cekmecede!"
Yorgundum.Kapi carptiginda yüzümdeki tebessüm az sonra gelecek Croissantan daha iriydi.

sürebilir belki

Elveda Istanbul..

Kapalicarsinin önündeyim, Cemberlitas otoparkinin yan tarafindaki kalabalik dikkatimi cekti.
Cingenenin birisi megerse bul karayi al parayi oynatiyor.Etrafindakiler de sirayla kaybetmisler ve
adami linc etmek üzereler. Usulca cingenenin arkasina gecip izlemeye basliyorum. Buradan üc-
kagidini basbayagi görebiliyordum.Simdi biraz eglenmenin tam zamaniydi.Tam oynayan "surada"
diyecekken ben aha yemin ediyorum ki sagdakinde, degilse anam avradim olsun! diye bagirdim.

Saskinlikla etrafina bakan cingene irkildi! Oyuncu ise "sagdaki" dedi ve...kazandi. Hemen ikinci
oyuna devam edilirken, arkasi corap sökügü gibi geldi.Nefes alacak yer kalmamisti ve cingene
terlemeye baslamisti. Sagina soluna bu bagiran yavsak hanginiz yahu diye sinirleniyordu. Aniden
gelen ekip otosunun curcunasiyla hepimiz bir tarafa kactik. Sira Kapali carsidaydi.

Ilyas Carpet Shop'a daldim. Klima esiyor her taraf hali ve kilim dolu.Köseye uzandim, alis verisi
izlemeye basladim:

--Dizer tepih schwöre für zi nur 6000 eyro! 3 blinde Mädchen gewebt zwai jahre -möchten zi apfeltä?
*hischt Sahin kos 2 cay söyle lan*
Alman turist cevapladi "das ist ja ne menge Schotter, geht da was ?Ihr Osmanen handelt doch so gerne!
Ähm. natürlik ich mahe gute prays..5300 €! Yah? Bu arada telefon calar. Dinlemek icin yaklastim.

"Alo ben Cemil, nasil..evet..evet..yoo..sonra gelecek, su anda bir a.q. almana giydiriyorum 600 Tl.lik
Niksari vercem..yo yo..4, bilemedin 5 bin de kapatirim isi aksama -yok 3 kiz söyle, sen söyle naapacan!"

Hemen Almanin arkasina yaklastim ve "drehen Sie sich nicht um! Ich ben der gute Geist des Bazaars,
dieser Teppich ist höchstens 300 .-€ wert" diye kulagina fisildadim. Tabi adam saskin saskin hemen
basini dönüp arandi. Nefesini hisediyordum. Bu arada halici döndü "und haben zi entsiden?" derken,
atacagi kazigin, bu sefer kendi kicina girecegini his edemiyordu ..ama edecekti.
Uzaklastim.

Dünya kazik atanlarin ve yiyenlerin tiyatrosuna dönmüstü ben görünmez olunca.

---
Görünmez adam New Yorkta- Pek yakinda.

Istikbal göklerdedir!

Atatürk havalimanina iki Amerikali turistin Sultanahmetten bindikleri taksiyle birlikte gelmistim. Ellerinde
kitap ayaklarinda terlik, tam turist görünümündeydiler, yanilmamistim. Boink 747 ile ucmak istediysem de,
767 Dreamlinerden baska ucan model yoktu . Filmlerdeki gibi Pan-Am ile ucacaktim ,ucsalardi tabi. Ama
yüzkizartici isimlerinden dolayi , türkiyeye inis yapmasi 1988’de yasaklanmisti. Halbuku PA-NAM da
olabilirdi.Buna da Viet-NAMlilar karsi cikmisti. Kin kötü birseydi.

Ucak doluydu.Önümde herkese check-in yapan sarartilmis Türk yer hostesi hatta „aiy son 3 kisi, acaba nasil
yapsak,,sirada 7 kisi var ovurbukink olduk filan diye söyleniyordu. Sira kahramanlik degil, sira kötülük
yapmaya gelmisti demek. Sirada duranlarin yanina yaklasip ince bir sesle..“bugün ucarsan ölecek-
sin“,“Karin seni aldatiyor hemen eve dön“, ve „bu ucaga binersen onu kaybedersin „ gibilerden fisildamaya
basladim.Ise yarayacak miydi…

767 deki konfor hicbir baska ucakta yokmus meger.Hosteslere birer cimdik atarak yaptigim kontrol ve
akabindeki capulcularin oturdugu Economy Class-ta cikan curcunayi izlemekle zaten 3 saat eglenip durmustum.
Neredeyse Pilot, ucagi geri dönderecekti. Why?High One Why?New Yorkta ne isim vardim Why High Onnnne Why.

John Fitzgerald Kennedy Havalimanina inisimiz mükemmeldi.Alkislarken, bir iki kisi saga sola bakindi kim bu
davar diye. Bana ne canim , ben pilota mütessekirdim.Görünmez adam olmak degil, demir bir kusu ucurmak
daha satafatliydi benim gözümde. „pzzt ztt..zsayin yolcularimiz bztt szu anda ztt 39.00 binfitte
uczuyourz..fztt ezzekin miki bztt..hava…m.q. eksi 53 derece….fzztt tzzt „ bu adamlar cool degilde neydiler
peki ?! Inmeye yakin, lavaboya gitmis, agzimi yüzümü calkalamistim.Benden sonra girene bir koku
muamelesi birakmistim geriye.

Tam gümrükten gecerken diit sesine.“.please take off your shoes“ diyen zenci gümrükcünün arkasinda durup
bekledim „Bat sör, ay tuk evritink the metal off“ diye vidi vidi yapan yolcunun deskte duran ufak bir cantasini
aninda kapiverdim. „Kardes bu zenci gavvat ne diyo“ Sorusunu siyahi polis kendisi cevaplamisti, „Bayim: ne
pasaportunuz var, ne ucus kartiniz, ne de otel rezervasyonunuz, aletten de diit diit ses cikiyor..sizin USA-ya
girmeniz sakincali, ayrica ben zenciyim ama türküm“ Demesi beni de, yerine gecerek otel odasini
arakladigim adami da bir hayli sassirtmisti.Ilk karsilastigimiz adam bir zenci türktü..

Sürecek

..görünmeyen adam uyumayan sehirde uyuyamiyor..ve türk-town'a gidiyor..push on the pussy hesabi..