| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
#1
|
|||
|
|||
Padişahları, “devlet şirket gibi yönetilmeli” diyor ya...
YENİ TÜRKİYE A.Ş.
Padişahları, “devlet şirket gibi yönetilmeli” diyor ya... Millet “aş” derdinde o hâlâ “A.Ş.” diyor ya... O “şirket” nasıl yönetiliyor bir bakın... O şirket, laik Türkiye Cumhuriyeti’ni “darülharp”te kabul edip soyup soğana çevirmekte sakınca görülmeyen şirket... Adı KİPTAŞ... İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir kuruluşu... Kamu malı... 17-25 Aralık’ın ünlü Erdoğan Bayraktar’ının genel müdürlüğünü yaptığı KİPTAŞ... Altın yumurtlayan tavuk KİPTAŞ... Aslında 1987’de yabancı sermayeli bu ortaklık, imar planı ve mimari projeler yapmak üzere kurulmuş. 1989’dan sonra atıl hale gelmiş, 1994’teİstanbul Konut İmar Plan Sanayi ve Ticaret A.Ş. olarak yeniden yapılandırılmış. Görevi, İstanbul’un çarpık yapılaşmasını çözmek... Mayıs 1995’te Başak-Hilal Toplu Konutlarının temelini atıyor. Bugüne kadar 63 bin konut yapmış. Güya her gelir grubuna hitap edecek! Bayraktar’dan sonra genel müdürlüğünü yapan bir adam var... Padişahı gibi o da Rizeli... Çok becerikli çıkmış maşallah! Son zamanların “kentsel dönüşüm” kılıflı soygunlarıyla pek güzel mal mülk edinivermiş ağa! Kendisi, eşi ve kızı üzerine lüks daireler... Ani şu kupon arazileri keşfeden, eşe dosta duyuran mahirlikte... “Yırtık pabuçla” işe başlayan ustaları gibi 4,5 dönüm tarlası varken genel müdür olan adam şimdi rezidans daireler, dükkanlar, araziler sahibi olmuş! Arazi komşusu da hapis cezası nedeniyle Gürcistan’a kaçan Metro Seyahat’in sahibi! Rezidanslar, meşhur Kombassan’a aitken, mahkeme kararına rağmen imara açılan kat yüksekliği serbest bırakılan ve “KİPTAŞ’a müteahhitlik yapan” şirketin projesi... Denize nazır ve 36.47 metrekarelik arsaya 3 katlı bina sığdıracak kadar becerikli... Yine deniz manzaralı ve eşi üzerine 3 katlı bir villa... Ayrıca başka semtte bir lüks daire daha... Bitmedi... KİPTAŞ’ın Topkapı’da yaptığı binalardan lüks bir daire kızına alıyor. Dayıoğlu’nun şirketine de bolca KİPTAŞ ihalesi veriliyor. Eee, “şirket” ya, genel müdür dışında da birileri var, onları da “beslemek” gerek! 4 bin 500’er lira maaşlı Genel Müdür Yardımcıları ve Hukuk Müşaviri bile milyon dolarlık daire ve dükkan sahibi olmuşlar! Bir genel müdür yardımcısı eşi üzerine 2 milyonluk bir daire, babasının üzerine dükkan, iki akrabası üzerine iki daire almayı becermiş. Diğeri 4 daire, 2 dükkan sahibi, diğer yardımcı 3 daire sahibi olmuşlar! Hukukçu ise 5 daireye kavuşmuş. Şirketin hukuk işlerini ortağı olduğu başka bir şirkete ihale etmeyi başarmış! Ortakları da eski bir AKP’li bakanın oğlu... 13 yılda vatanı “şirket” gibi görüp “kâr” elde etmek, ona buna peşkeş çekmekten başka şey düşünmeyen AKP ve onun diktatörlüğe giden saray düşkünü liderinin bütün foyası birer birer ortalığa böyle dökülecek... Binlerce yıllık devlet geleneğini “şirket” sömürüsüyle talan eden zihniyet, doymak bilmiyor! 17-25 Aralık hırsızlığının lekesi alınlarında gezenlerin utanmadan “kâr” amaçlı “şirket” ile “devlet”i bir tutanların amacı, dikensiz gül bahçesi, köpeksiz köy yaratmak... Vatan onlar için alınıp satılabilen bir meta... Şirket dediğinin ortakları olur, patronu olur. “Kâr”ı “pay edilir”. Peki devleti nasıl pay edecek bu güç, para, hırs, kibir müptelaları? “Faiz” işi gibi şirket planları tutmaz da “iflas” ederse ne olacak? Ona 450 milletvekiliyle “Başkanlık”ı verin, yine yetinmeyecek, padişahlık isteyecektir! Anayasa, hukuk, adalet, din, iman, eşitlik vız gelir tırıs gider! Devlet ciddiyet ister, kanun kural ister, sorumluluk ister, ettiği yemine uymak ister! Asla bakkal dükkanı gibi kapatıp gidemezsin, hesabını sorarlar! Bunlar işine gelmiyor, yedikleri hurmalar, gün gelip tırmalayacak mutlaka... Parti kapatmayı engellemek, şirket gibi yönetmek hevesi bundan... Ne vatan umurunda, ne millet... Tek gerçek hanedan! Bugün 18 Mart! Çanakkale Zaferi... Binlerce şehitin kemikleri sızlıyordur! MUSTAFA ÖNDER |
#2
|
|||
|
|||
Bu yaziyi yeni okudum. Cok güzel bir yazi, eline saglik sarioglan! Benim de baba tarafindan dedemin babasi Yemen'de sehit düstü, anne tarafindan dedemin iki büyük abisi Canakkale de sehit düstüler.
Canakkale'nin manasini milletimiz biliyor. Kinali Ali'yi duydunuz mu hic bilmiyorum ama bu mektup insanin gözlerini dolduruyor... Üst teğmen Faruk cepheye yeni gelen askerleri kontrol ediyor bir taraftan da onlarla laflıyordu nerelisin gibi sorular soruyordu. Bir ara saçının ortası sararmış bir çocuk gördü. "Adın ne senin evladım?..." "Ali..." "Nerelisin?..." "Tokat Zilede'nim..." "Peki evladım bu kafanın hali ne?..." "Anam cepheye gelirken kına yaktı komutanım..." "Neden?..." "Bilmiyorum komutanım..." "Peki gidebilirsin Kınalı Ali..." O günden sonra herkes ona Kınalı Ali der. Herkes kafasındaki kınayla dalga geçer. Kısa sürede cana yakın ve cesur tavırlarıyla tüm arkadaşlarının sevgisini kazanır. Bir gün ailesine mektup yazmak ister. Ali'nin okuma yazması da yoktur arkadaşlarından yardım ister ve hep beraber başlarlar yazmaya. Ali söyler arkadaşları yazar: "Sevgili anne babacım ellerinizden öperim ben burada çok iyiyim beni merak etmeyin..." Kız kardeşini kendinden bir küçük erkek kardeşini sorar köyündekilerin burnunda tüttüğünü yazdırır. Kendilerini merak etmemesini kendileri var oldukça düşmanın bir adım bile ilerleyemeyeceğini yazdırır. Gururla mektubu bitirir neden sonra aklına gelir ve yazının sonuna anasına not düşer (Ali'nin kendisinden hemen sonra askere gelecek bir kardeşi daha vardır) "Anacığım kafama kına yaktın burda komutanlarım ve arkadaşlarım benle hep dalga geçtiler sakın kardeşim Ahmet'e de yakma onla da dalga geçmesinler ellerinden öptüm..."Aradan zaman geçer. ingilizler kati netice almak için tüm güçleriyle Gelibolu'ya yüklenirler. Bu cepheyi savunan erlerimiz teker teker şehit düşerler. Bunlara takviye olarak giden yedek kuvvetlerde yeterli olmamış, onların sayıları da epey azalır, Geliboludüsmek üzeredir. Kınalı Ali'nin komutanı da olayı görüp yerinde duramaz. Kendisinin bölüğü henüz sıcak temasa hazir değildir. Onlar yeni gelmistir. Komutanların bu düşünceli halini gören ve durumun vehametini bilen Kınalı Ali ve arkadaşları komutanlarına yalvar yakar oraya gitmek istediklerini söylerler. Komutanları onları ölüme gönderdiğini bile bile çaresiz gönderir. Kinali Ali'nin bölüğünden kimse sağ kalmaz hepsi şehit olmuştur. Aradan zaman geçer. Kınalı Ali'nin ailesine yazdığı mektubun yanıtı gelir. Komutanları buruk ve gözleri dolu dolu mektubu açıp okumaya karar verirler (Bu mektubun aslı Çanakkale Müzesi'nde sergilenmektedir.) Babası anlatır Ali'nin: "Oğlum Ali nasılsın, iyi misin? Gözlerinden öperim selam ederim. Öküzü sattık paranın yarısını sana, yarısını da cepheye gidecek kardeşine veriyoruz. Şimdi öküzün yerine tarlayı ben sürüyorum zaten artık zahireye de fazla ihtiyacımız olmadığı için yorulmuyorum da siz sakın bizi merak etmeyin bizi düşünmeyin" der, köyü, akrabalarını anlatir ve mektubu bitirir. "Ali ananın da sana diyeceği bir şey var..." "Oğlum Ali, yazmışsın ki kafamdaki kınayla dalga geçtiler kardeşime de yakma demişsin. Kardeşine de yaktım. Komutanlarına ve arkadaşlarına söyle seninle dalga geçmesinler. Biz de üç şeye kına yakarlar: 01- Gelinlik kıza; gitsin ailesine, çocuklarına kurban olsun diye... 02- Kurbanlik koça; ALLAH'a kurban olsun diye... 03- Askere giden yiğitlerimize; vatana kurban olsunlar diye... Gözlerinden öper selam ederim. ALLAH'a emanet olun..." Mektubu okuyan Ali'nin komutanı ve diğerleri hıçkıra hıçkıra ağlamaktadırlar... CHP'si, MHP'si, AKP'si, Kürdü, Türkü, Cerkezi, Lazi, Alevisi, Sunnisi vs. bunlar siyasi partilerdir, gelir gecer Günümüzde ailesinde ailesinde olmayan yoktur demeyim ama coktur... . Ama Milletimizin kardesligi baki kalsin! Babaeski'den tut Arpacay'a kadar.. Allah bizi birbirimize düsman olmaktan korusun. Bizi birbirimize baglayan seyler bizi ayristiran seylerden cok daha fazladir.. Geändert von seyrangah (23.04.2015 um 23:35 Uhr). |