| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
#1
|
||||
|
||||
Kuran'daki celiskiler2
ISLAM BIR SUPER MARKET DINIDIR
22/07/2009 Kahire Universitesi`nin felsefe profesoru olan Hassan Hanafi, gecen yil yapilan fikir ozgurluguyle ilgili bir seminerde, Kuran`in celiskilerle dolu oldugunu belirterek, “Supermarket gibi, istediginizi alip, istediginizi birakabilirsiniz.” dedi. Sorbonne Universitesi`nden doktora sahibi olanHassan Hanafi, gencliginde Musluman Kardesler`e yakindi,islamin yenilikci kanadindan olan Hassan Hanifi Halen, Kahire Üniversitesi’nde felsefe profesörlüğü ve üniversitenin Felsefe Bölüm Başkanlığı’nı yapıyor. Biz Turkce konusanlar Islam`i anlamamakla itham ediliyoruz…Nedeni, Kuran dili Arapca`yi bilmememiz.. Iyi de, Hassan Hanafi de Arapcayi bilmez mi? Kendi dilinden olan kitabi Turkiyeli Araplar kadar yorumlamaktan aciz midir? Markette “senin dinin sana, benim dinim banadir” etiketli mal da vardir, “tek tek islam dini kalana kadar savasiniz” diye son kullanma tarihi olmayan “made in muhammed” mallarda mevcuttur.. MARKETTEKI CELISKILI AYETLERDEN BAZILARI http://www.ilhan-arsel.org/KurElestri/53.html sitesinden alintidir “Islâm’da zorlama yoktur” (K. Bakara 256) seklindeki hükümlere dayanarak “Islâm hosgörü dinidir” diye konusurken, diger yandan zorlamayi öngören ve hosgörü’yü kökünden yok eden hükümlere dayali olarak farkli din ve inançta olanlara karsi düsmanlik beslemekten geri kalmaz ve örnegin Kur’ân’daki “Islâm’dan gayri bir dine yönelenler sapiktir!” (K. Imrân 85; Tevbe 33, vs… ), ya da “Müsrikleri nerede görürseniz öldürün!” (K. Tevbe, 5 ya da “Islâm’a aykiri bir inanista ise analariniz, babalariniz, yakinlariniz için magfiret dilemeyin, onlarin namazini kilmayin vs…” (örnegin K. Tevbe 23, 84, 113; Ahzâb 60-61) seklindeki nice buyruklarlara uymayi dogal sayar. Bu ayni kisi, bir yandan: “Kur’ân’in 14 asir önce ilân ettigi kadin haklari hâlâ ulasilamamis bir yüceliktedir” seklinde konusurken diger yandan, seriât’in kadini asagilatan hükümlerine sarilmakta sakinca bulmaz; bunlari rahatlikla savunabilir, ki bunlar arasinda:”Kadinlar aklen ve dînen dûn yaratilmislardir; Iki kadinin tanikligi bir erkegin tanikligina denktir; Cehennemin çogunlugu kadinlardandir; Sûtresiz olarak namaz kilanin önünden esek, köpek, kadin geçerse namaz bozulur vs …” seklinde insan sahsiyetinin haysiyetiyle bagdasmayan hükümler vardir. Birbiriyle çelisen ve çatisan bu iki düsünce tarzina saplanmislik ona ters gelmez. Daha dogrusu çelisme ve çatisma’nin varligindan muhtemelen habersizdir. Yine bunun gibi, bir yandan Kur’ân’in: “Basiniza gelen her hangi bir musibet kendi ellerinizin yaptigi isler yüzündendir” (Sûra 30; Nisha 79 vs…); ya da:”Yaptiklarinizdan dolayi mutlaka sorguya çekileceksiniz” (al-Nahl 93) seklinde olan ve “irâde serbestisi”ne ve “kisi’nin sorumlulugu”na yer verir gibi görünen âyet’lerine sarilirak “Islâm akil dinidir, özgürlük dinidir” diye konusurken, diger yandan Kur’ân’in bu hükümleriyle çatisan, örnegin:”Süphesiz Allah diledigini saptirir, diledigini de dogru yola eristirir” (K. al-Nahl 36, 93: Fâtir 8; Müddessîr 31, 42, vs); ya da: “Tanri dilediginin gönlünü açar onu Müslüman yapar… dilediginin kalbini dar kilar (kâfir yapar)” (K. En’âm 125); ya da: “Allah isteseydi puta tapmazlardi…” (K. En’âm 107) seklinde olan hükümlerini benimseyerek, gerçeklere “irâde serbestisiyle”, yâni “akilci düsünce” yolu ile degil fakat gökten indigi söylenen Kur’ân hükümleriyle gidilebilecegini savunur. Bundan dolayidir ki Islâm dünyasinin “büyük bilgin ve düsünür” diye bildigi nice kisiler “Ben aklimi kullanmam, kullanmamakla iftihar ederim” diyebilecek kadar kendilerini vahy”lerin egemenligine terketmislerdir Yine bunun gibi seriâtçi kisi, bir yandan :”Islâm esitlik dinidir; irk, renk, cins farki gözetmez; ne Arap, ne Acem, ne Türk vs… (gözetmeyip) insanligin güzel usaresinin bir belirisi(dir)” derken, diger yandan köleligin dogal oldugunu vurgulayan seriât hükümlerini (örnegin al-Nahl sûresi, âyet: 75) ya da siyah derili insanlarin tiksinti yaratici bir cild’e sahip olduklarina daîr hüküm’leri, ya da Arap’larin “Kavm-i necib” olarak diger müslümanlara üstünlügünü tanimlayan yönlerini benimseyebilir. Yani bir yandan Islâm’in esitlik dini oldugunu söylerken, diger yandan Seriât’in insanlar arasi esitligi yok bilen hükümlerini benimseyebilir; ve bunda bir çelisme görmez. Yine ayni sekilde seriâtçi kisi, “kisirlik” denen seyin Tanri’dan geldigini öngören hükümlerle, kisirligin Tanri tarafinda kötülendigini bildiren hükümleri ayni zamanda benimseyebilir; bu hükümler arasindaki çeliskiyi farketmez, farketse de önemsemez: “Çeliski bize göredir, Tanri’ya göre degildir” deyip geçer! Gerçekten de Kur’ân’in Sûrâ sûresi’nde söyle yazili: “(Allah)… diledigini yaratir; diledigine kiz çocuklari , diledigine de erkek çocuklari bahseder…. Diledigini de kisir kilar. O, her seyi bilendir, her seye gücü yetendir” (K. 42 Sûrâ, 49-50; ayrica bkz. Fatir sûresi, 11). Ancak ne var ki, diledigini “kisir” kildigini söyleyen bu ayni Tanri, kisirligi bir kadin için “eksiklik”, “kusur” sayar ve hakâret vesilesi yapar. Nitekim Muhammed söyle demistir: “Evin kösesindeki bir hasir, döl getirmeyen kisir kadindan daha hayirlidir”. Görülüyor ki Muhammed, hem bir yandan Tanri’nin diledigi kadinlari kisir kildigini bildirmekte, ve hem de diger yandan, Tanri’nin kisir kildigi kadinlari hakâret edilmege layik kildigini anlatmakta4! Öte yandan, yine Muhammed’in Kur’ân olmayarak koydugu hükümlere göre, döl getirmeyen kadinlarla asla evlenmemek gerekir; ve döl getiren siyah kadin, döl getirmeyen güzel kadindan daha hayirlidir. Buyruk aynen söyle:“Sevimli ve döl getiren kadinlarla evlenin… Döl getiren siyah kadin, dogurmayan (kisir beya) güzel kadindan hayirlidir”. Görülüyor ki Tanri, hem diledigi kadinlari kisir kilmakta, ve hem de, kisir kildigi bu kadincagizlari evlenme olasiligindan yoksun tutmaktadir. Kuskusuz ki bütün bunlar çelisme halinde bulunan hükümlerin ortaya vurdugu olumsuz sonuçlardir. Bu örnekleri çogaltmak kolay, fakat söylemek istedigimiz sudur ki seriât egitimiyle yetistirilmis kisi’nin kafa yapisi, çeliskili hükümlerle yogurulmustur. Sadece çeliskili hükümlerle degil fakat bir de Muhammed’in yasam ve davranislarina egemen olan çeliski örnekleriyle sekillenmistir. Su bakimdan ki Muhammed, bir yandan “barisci” ve “hosgörülü” imis gibi görünürken, diger yandan farkli inançtakilere karsi korku ve dehset saçmistir. Bir yandan “teblig edici ve “ögüt verici” olarak görünürken, diger yandan kiliç yolu ile is görmüstür. Bir yandan Arap kavmine, Arapça Kur’ân ile, gönderildigini söylerken, diger yandan tüm insanlara yollandigini savunmustur. Bir yandan , “alçak gönüllü” (“mütevazi”) imis gibi görünürken, diger yandan Tanri’yi kendisine “salavat getirir” durumlarda kilarcasina, ya da kendisine bas egenlerin Tanri’ya bas egmis sayilacaklarini açiklarcasina övünmüs, kendi yüceligini dile getirmistir. (Böylece müslüman kisi, hem bir yandan Tanri’nin tek’ligine ve yüceligine inanirken, hem de diger yandan bu “yüce” Tanri’nin Muhammed’e salevat getirir olmasina inanmakta her hangi bir çeliski oldugunu düsünemez olmustur! ) |
#2
|
||||
|
||||
Ein Zitat aus dem Koran bringt wohl nicht viel. Besser wären kleine Sätze, die den geistigen Anforderungen der Zielgruppe entsprechen. Jedenfalls, wenn du das Denken der niederen (AKP- oder Religions-)Wähler anregen möchtest.
Auf der anderen Seite kann ich mir gut vorstellen, das du dich gerne mit der intellektuellen Gruppe austauschen möchtest. Vielleicht etwas kürzen... Um den Fokus besser zu legen? Ne dersin? Zitat:
__________________
Code:
,~~. ( 6 )-_, (\___ )=='-' \ . ) ) \ `-' / ~'`~'`~'`~'`~ Der Mensch glaubt, weil er zum Wissen zu blöd ist!
Dieter Nuhr |
#3
|
||||
|
||||
Evet, timi, öyle olmali, cünki mantikli bir cevap alamadim kimseden.
“Islâm’da zorlama yoktur” (K. Bakara 256) seklindeki hükümlere dayanarak “Islâm hosgörü dinidir” diye konusurken, ---> diger yandan zorlamayi öngören ve hosgörü’yü kökünden yok eden hükümlere dayali olarak farkli din ve inançta olanlara karsi düsmanlik beslemekten geri kalmaz, ve örnegin Kur’ân’daki ---> “Islâm’dan gayri bir dine yönelenler sapiktir!” (K. Imrân 85; Tevbe 33, vs… ), ---> ya da “Müsrikleri nerede görürseniz öldürün!” (K. Tevbe, 5) ---> ya da “Islâm’a aykiri bir inanista ise analariniz, babalariniz, yakinlariniz için magfiret dilemeyin, onlarin namazini kilmayin vs…” (örnegin K. Tevbe 23, 84, 113; Ahzâb 60-61) seklindeki nice buyruklarlara uymayi dogal sayar. Simdi jöleli arkadasimizin söyledigi, bunlar savas aninda gecerliymis. Bunu ayirt etmek gerekiyormus. Dün Zeki Alasya vefat etti, AKP yadaslari "Birakin yasadigi gibi gitsin, namazini kilmayin" diye hep bir agizdan gürültü kopardilar. Hani savas aninda gecerliydi bu emirler... "Savas ani", demek dincilerin belki de dindarlarin görüs acisina bagli olan birseymis. Elinde Kuran'la secime giden, yarin seni "dinsizsin" veya "baska bir seye inaniyorsun" diye öldürür bile... bunlardan korkulur yani... NOT: Yine cok uzun oldu dimi, Timi??? Zitat:
Geändert von benekalice (09.05.2015 um 22:44 Uhr). |