| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
#1
|
||||
|
||||
Kadına Şiddet 3 (Kadınların Erkekleşmesi)
Kadın-erkek eşitliği söyleminin kadına verdiği en büyük zarar kadınların erkekleştirmesi oldu. Bizim kadınlarımız zaten sahiplenici ve hükmetmeyi seven kadınlar olduğu için biraz erkeksi hal vardı. Bir de üzerine eşitlik sevdası ile birlikte okul ya da çalışma hayatında erkeklerle rekabete girince kadın olmak görünüşte kalmaya başladı.
Kadınlara “Sen güçlüsün, çalışıp para kazan, erkeklerin yaptığı her işi yapabilirsin” diye erkeksi güçler pompalamaya devam ediliyor. Oysa kadının gücü, para kazanmasında değildir. Kadının gücü yumuşaklığındadır, nezaketindedir, hislerindedir… Onu erkekten ayıran temel şeylerdedir. “Erkek gibi kız” bizde iltifat sayılır oysa hakaret sayılmalı. Allah Resulü “Kadına benzeyen erkeğe de erkeğe benzeyen kadına da lanet etmiştir.” Herkes yaratılış özelliklerini korumak zorundadır. Bu hem dini bir vecibe hem ruh sağlığı için hem de evlilik hayatının sağlıklı olması için gerekli. Tavır ve davranışları ile sert, erkeksi kadınlar, eşlerinden prenses muamelesi görmek istiyor, romantizm bekliyorlar. Asık yüzlü, odun gibi kadına, hangi erkek prenses muamelesi yapabilir. Prenses gibi zarif olursan o zaman prenses muamelesi beklemen daha gerçekçi olur. Ne kadar erkek gibi olduğunun farkında olmayan kadınlar, kocalarından bir kadın olarak bekledikleri ilgiyi göremeyince erkeklere düşman oluyorlar. Oysa bilse kocası onu erkek gibi görüyor. Kadın doğmak, kadın olmaya yetmiyor. Kadın kendi duruşu hal ve tavırları ile “ben kadınım” demeli ki erkek de ona kadın muamelesi yapabilsin. Kadın dışarıda hanımefendi olmalı evinde eşine karşı hoş, nezaketli, zarif, latif olmalı. Kadın, kadın gibi davrandığında erkeğin de erkek gibi davranması kolay olur. Konu ile alakalı geçen yıl bir okuyucumdan gelen e-postayı sizlerle paylaşmak istiyorum. “Sema Hanım, sizinle ilk tanışmam “Sevmek Bu Kadar Güzelken” kitabı ile oldu. Ben kapalı bir genç kızım. Fakat sadece saçım kapalıydı. Yani başörtüm dışında giyiyim, konuşmalarım, tavırlarım, el kol hareketlerim sizin kitaplarınızda bahsettiğiniz erkek özentiliğinin aynısıydı. Kitabınızı okudukça kendimi kötü hissettim, yanlış davrandığımın farkına vardım. yazının devamı için; http://www.gazetevahdet.com/kadina-s...esi-1656yy.htm |