| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
#1
|
||||
|
||||
Orhan Kemal
Tahir ŞİLKAN
Bu yıl 100. doğum yılını kutladığımız; işçilerin, emekçilerin, ırgatların, yoksul köylülerin yazarı Orhan Kemal’i, yitirişimizin 44. yılında, özlemle, saygıyla anıyoruz. Orhan Kemal, milletvekilliği, parti başkanlığı da yapmış olan yargıç Abdulkadir Ögütçü’nün oğludur. Muhalif kimliği nedeniyle partisi kapatılınca Beyrut’a giden A. Kadir Öğütçü, orada mesleğini yapamadığı için zor günler geçirecek, yıllar sonra ülkesine, mesleğine geri dönebilecektir. Orhan Kemal, otobiyografik romanlarında (Babaevi, Avare Yıllar, Cemile, Dünyaevi) bu dönemi, kendisinin, ailesinin yaşadığı sıkıntıları, acıları, üzüntüleri anlatır. Asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü’dür. Hem ailesinin sürgüne gönderilmiş olması hem de okulu çok sevmemesi, uçarılığı nedeniyle ortaokul son sınıfta öğrenim hayatı son bulacaktır. Ama asıl öğrenciliğinin Bursa Cezaevinde başladığı, gerçek öğretmeninin de Nâzım Hikmet olduğunu söylediği unutulmamalıdır. YOL GÖSTERİCİLERİ ÇUKUROVALI İŞÇİLER Gerçekte, ilk yol göstericileri, 1927 Adana Demiryolu Grevi’ne katılmış ustalardır. Orhan Kemal’in romanlarına kahraman yaptığı, “Bereketli Topraklar Üzerinde” romanını bitirdikten sonra, “Nadir’in Kahvesi”nde sabaha kadar romanından pasajlar okuduğu ustalar, “Eline sağlık Raşit... Az bile yazmışsın; Çukurova’da öyle şeyler oluyor ki, sana anlatsak bir değil beş roman yazarsın” diyecektir. Orhan Kemal’in, Çukurova’da tarım ve fabrika emekçilerini anlattığı romanlarını anımsarsak ( Vukuat Var, Hanımın Çiftliği, Kanlı Topraklar, Eskici Ve Oğulları, Kaçak), ustaların dileğinin yerine gelmiş olduğunu görürüz. Orhan Kemal, sol düşünceyi benimsemiş, dostlarını partili emekçilerden şeçmiş olarak askere gitmiştir. Okuduğu kitaplar, kışlada ve gittiği yerlerde yaptığı propagandalar nedeniyle askeri mahkemede 5 yıl hapis cezasına çarptırılacak, bu cezanın 3.5 yılını Bursa Cezaevinde, Nâzım Hikmet’le aynı odada geçirecektir. Nâzım Hikmet’le cezaevi arkadaşlığı, hem siyasi düşüncelerinde netlikte, hem de öyküye, romana yönelmesinde etkili olacaktır. İşsizlik, geçim kaygısı, umut, yazarlık uğraşındaki gelişmeler sonucunda, İstanbul’u mesken tutacak, İstanbul’un kenar mahalle insanlarını, sinema emekçilerinin dünyasını, sokaktaki “büyük insanlığın” macerasını anlatan, öykü ve romanlarını birbiri ardına yazacaktır. Geçinebilmek için senaryolar, gazeteler için yazılar, röportajlar hazırlayacaktır. Emekçilerin dünyasını, yazdığı her eserinde ( roman, öykü, oyun, vb.) bütün açıklığıyla, yalın, anlaşılır, akıcı bir dille anlatacak, kitaplarında emekçileri anlattığı, işçilerin dünyasından, partisinden yana olduğu için yargılanacak, tutuklanacaktır. Ölürken, son sözlerini konuşamadığı için yazarak söyleyecektir : Eşe, dosta selam. İnandığım doğruların adamı oldum; böyle yaşadım, karınca kararınca bu doğruların savaşını daha çok sanatımda yapmaya çalıştım. Kursağıma hakkım olmayan tek kuruş dahi girmemiştir. |
#2
|
||||
|
||||
Aydın!
Bır Halk Aydınlarına Sahıp Cıktıgı Oranda Gelısır!
|