| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
#1
|
||||
|
||||
Deli
Anadolunun her şeyi kendine hastı.
Delileri de... Benim tanıdığım en sempatik deli, Kahramanmaraş'ta. Hacı Aslan'ın delisi diye bilinirdi. Adı ibrahim'di... Temizliği çok severdi. Bu bakımdan da, zamanının büyük bir bölümünü hamamda geçirirdi. Dudakları sürekli kıpırdar, ama ne dediği anlaşılmazdı, Yüzündeki mütebessim hüzünle, ürkek ürkek şehrin caddelerini arşınlayıp dururdu. Kış yaz ayakkabı giymezdi. Uzun entarisinin içindeki pehlivan yapısına rağmen, yine de masum bir çocukmuş intibaını verirdi. Tombul yanakları daima aydınlık ve pespembe idi. Entarisinin iki kocaman cebi, gündelik rızkını taşımaya yeterdi. Tanımadığı kimseden bir şey almaz tanıdıklarına yaklaşarak, hüzünlü tebessümünü yoğunlaştırır, durup beklerdi. Verilirse alır, verilmezse sizce ve adeta yere basmıyormuş hissini vererek sessizce uzaklaşıverirdi. Garip ve mağdur şehrimizin bazı yerlerine yeni sokak lambaları takılmış... Yarım asır öncesinin karanlığı biraz giderilmiş... Bu yeni lambalar onun da dikkatini çekmiş... Fakat merak işte... Bir gün, iki gün derken, üçüncü gün dayanamamış ve sapan taşı ile bu lambalara isabetli atışlar yapmış... Acaba içindekileri mi merak etmişti, yoksa patlama sesini mi sevmişti, bilinmez... Tabii, akıllı suçlular gibi, işini gizli yapmayı ya da kaçıp yakalanmamayı da düşünemez. Belediye zabıtaları onu tuttukları gibi, başkanın önüne götürürler. Suç aleti sapan da elindedir. Daha bir kızarmış yanakları ve hüznü artan tebessümü ile kendisine verilen cezayı dinler. O gün akşama kadar, belediye binasının bodrumunda katıksız hapse mahkûm edilmiştir. Akşam/ mesai bitimi kapatıldığı odadan çıkarılıp salıverilir Zaten, odanın kapısı kilitli değildir. Belediye başkanına, bu suçu bir daha işlememek üzere söz vermiştir, ama bir kaç gün sonra yine eski merakı depreşir, dayanamaz ve bir kaç lamba daha patlatır. Fakat, bu defa onu kimse görmemiştir. Dolayısıyla da, önceki gibi yakalanıp cezaya çarptırılması ihtimali yoktur.Ancak o, bu suçun cezasını bizzat yaşayarak öğrenmiştir. Bundan kaçmayı ve haksız olarak kurtulmayı düşünecek kadar da akıllı değildir. Doğruca belediyeye başkana çıkar ve bodrumun anahtarını ister. Durumu anlayan başkan, duygulanır, anahtarı verir. Çünkü, "Bu defa affettim, ceza gerekmez" dediyse de onu bir türlü ikna edemez. Deli ya, iner aynı odaya ve akşama kadar, orada oturur. Böylece, kendi kendisini cezalandırır. Bu tavrıyla, acaba, ona deli diyenlere bir adalet dersi mi vermek istemişti? Vehbi Vakkasoğlu Geändert von Caka_Bey (09.08.2015 um 01:51 Uhr). |