| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
#1
|
|||
|
|||
AKP'li başkandan itiraf: ‘BİZİ LANETLE ANACAKLAR’
AKP'li başkandan itiraf
Başbakan Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz ay İkizdere’de katıldığı Cevizlik HES’in açılışında “Bazıları bu HES’lere karşı çıkıyor, derelerin kuruduğu iddia ediliyor. Bu gerçek dışı. HES’ler suyu yutmuyor, suyu buharlaştırmıyor, suyu buradan alıp başka yere taşımıyor. Biz doğa aşığıyız, delisiyiz, herkesten önce onu biz koruruz” diyordu. Ancak görünen o ki, Başbakan’ın bu sözleri, AKP’li belediye başkanlarına bile inandırıcı gelmiyor. Uzun zamandır HES’lere karşı yoğun bir toplumsal muhalefete sahne olan İkizdere’nin AKP’li belediye başkanı Hasan Kösoğlu, “HES’lerden ötürü, gelecek nesiller bizi asla affetmeyecek, bizi vatan hainliğiyle suçlayacaklar” diyor. “HES’LERİN TÜMÜNE KARŞI DEĞİLİZ” Hasan Kösoğlu, makine mühendisi. 1990-2003 yılları arasında, tam 13 yıl boyunca İkizdere Hidroelektrik Santrali’nin işletme müdürlüğünü yapmış. 2004 yılından bu yana da belediye başkanlığı görevini sürdürüyor. Başkan Kösoğlu’yla İkizdere’de bir kahvede buluştuk. Ona lafı hiç uzatmadan “İkizdere neden HES’lere karşı?” diye sorduk. Kösoğlu, “Aslında HES’e karşı değiliz, yanlış projelere karşıyız” yanıtını verdi ve ekledi: “Nerede su akıyorsa oraya, hiç olmayacak yerlere masa başında HES projeleri yapıldı. Bu projeler yeterince kontrol edilmeden özel firmalara lisans verildi. Enerjiye elbette ihtiyaç var, HES de en temiz enerjilerden biri, ama bütün suların enerjiye dönüştürülmesi, ileride telafisi imkânsız sonuçlar doğurur.” Köseoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘BİZİ LANETLE ANACAKLAR’ “Bu projeler yanlıştır, özel sektör çevreyi değil, kârını düşünmüştür. Nüfusumuzun yüzde 80’i bu projelere karşıdır. Başbakan’a, Bakanlara da söyledim. Turizm Bakanı Günay bana destek verdi. Kimse bana haksızsın demedi, ama sonuç yok. Bu faciadır, yıkımdır. Bu yanlışlığı hep birlikte düzeltmeliyiz. İnanın 20 yıl sonra hepimizi gelecek nesiller lanetle anacak, vatana ihanetle suçlayacaktır. Ama para her şeyin önüne geçiyor. ‘3 KURUŞLUK ENERJİ İÇİN DEĞER Mİ?’ İkizdere’de 26 HES projesi var. Bunların 14’üne lisans verildi. Aşağıda 5 santral var. Biri (Cevizlik) üretime geçti. ‘Yeter’ diyoruz. Yukarıda artık hiçbir santral yapılmamalı. 26 santralin hepsi üretimde olsa, bunlardan elde edilecek enerji toplam enerjinin yüzde 1’ine tekabül ediyor. 10 sene sonra yüzde 0.5’ine tekabül edecek. 20 yıl sonra yüzde 0.01’e düşecek. 3 kuruşluk enerji için bu doğa mahvedilir mi? Bir yandan turizm diyoruz, diğer yandan can damarımız derelerimizi tünellere mahkûm ediyoruz. HES’lerden dolayı 20 yıl sonra tüm bu güzellik bitecek, iklim değişecek, doğal bitki örtüsünden eser kalmayacak. Bunu biz değil, bilim adamları söylüyor. 'BU SANTRALLER CİNAYETTİR!' Tosköy santrali 4 vadinin suyunu bir noktaya topluyor. Bu Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük cinayetidir. Her bir vadinin kendi projesi olmalıydı. Fiziki yapı nedeniyle açık tünel kesinlikle olmamalıydı. Çayeli Senoz deresinde açık kanalla yapılan santral doğayı mahvetti. Dereleri tünellerle topladıklarında vadiyi öldürüyorlar. Cevizlik Santrali’nin Bakanlık imzalı ÇED raporu, 150 lt/s cansuyu bırakılması gerektiğini söylüyor. Bu korkunç bir hata, dere akmaz bile. Mahkeme 2850 lt cansuyu bıraktırdı, normalinde olması gereken ise 5400lt. Yeterli cansuyu bırakmadıkları için bütün balıklar öldü. Derelerimizi özel sektörün inisiyatifine terk ettik. 'ÖZEL SEKTÖR KÂRINI DÜŞÜNÜYOR' Enerji sektörünün kâr oranı yüksek. Cevizlik santralinin maliyeti 130 milyon dolar. Bunu 3 yılda amorti edebiliyor. Bu kadar kârlı olunca da derelerimiz özel sektörü cezp ediyor. Bunun için derelerin kaldırabileceğinden çok santral yapıyorlar. İkizdere’de yılın 4 ayı yüksek su debisi vardır. Burada öyle bir proje yaparsınız ki, yılın 4 ayı çalıştırılır, 1 yıllık enerji elde edilir. O zaman santral 3 yılda kazanacağını 5 yılda kazanır, ama doğaya hiçbir zarar gelmez. Özel sektör böyle bir yatırıma girmiyor. 'HAVZA PLANLAMASI YOK, ÇED’LER YETERSİZ' Havza planlaması yapılsın, uzmanlar gelsin. Buranın bitki örtüsü nedir, florası nedir, nasıl bir proje olmalı, bilim adamları belirlesin. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu olsa bile yetersiz, kontrolsüz. Tüm bu projeler havza planlamasından sonra ihaleye çıkmalıydı. Bakanlık yanlışını anladı, ama lisanslar verildiği için santral yapımları devam ediyor. Mahkemelerin yürütmeyi durdurma kararı vermesi bile bunu engelleyemiyor. Geçenlerde bir İngiliz, bakanların da katıldığı toplantıda bir sunum yaptı. ‘Burada 200 çeşit kelebek var, bu kadar zengin bir faunayı neden bozuyorsunuz’ dedi. Bu zenginlik yalnız bizim değil, tüm insanlığın." 'Bölge tamamıyla ölür' Kösoğlu, projeler hazırlanırken yüksek gerilim hatlarının da düşünülmediğini belirterek şöyle dedi: “Vadi dar, bu kadar enerjiyi taşımak için hatları şehir merkezinden geçireceksiniz. Bu da ciddi bir sıkıntı yaratacak. 154 bin Watt enerji geçeceği zaman, etrafında yerleşim yeri olması çok sakıncalı. Kansere dönüşebilir. Bu dereler atar damarı buranın, bu damarı keserseniz bölge tamamıyla ölür.” Projeleri Google'dan hazırladılar Başkan Hasan Kösoğlu, HES’ler konusunda çok aceleci davranıldığına dikkat çekerek, projelerin Ankara’da masa başında “google earth”den bakılarak hazırlandığını savundu. Kösoğlu, şöyle konuştu: “Projelerin yüzde 70’i yerinde inceleme yapılmadan Ankara’da satılmış. Ankara’da bu nedenle Devlet Su İşleri’nden emekli olanların da aralarında bulunduğu büyük bir rant şebekesi oluşmuş.” HES’ler doğaya ne kadar zararlıysa Anayasa değişikliği de o kadar… Artvin’de gerçekleştirilen ‘Hidroelektrik santralar (HES) ve Anayasa değişikliği’ konulu panelde konuşan hukukçular, HES’lerin doğaya verdiği zararı AKP’nin yaptığı değişikliğin hukuk devletine vereceği zarara benzetti. Artvin Kültür ve Dayanışma Derneği ve Yeşil Artvin Derneği tarafından gerçekleşen panelde HES’ler ve Anayasa değişikliği ile ilgili konular değerlendirildi. Panel yoğun katılımla gerçekleştirildi. Panele konuşmacı olarak YARSAV Kurucu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Marmara Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Artvin Kültür Derneği Kültür Sanat Sorumlusu Tekin Üstündağ, Yeşil Artvin Dernek Yönetim Kurulu Üyesi Av. Bedrettin Kalın katıldı. Panele; konuşmacıların yanı sıra Artvin Belediye Başkanı Dr. Emin Özgün, CHP İl başkanı Uğur Bayraktutan, Ankara Kültür Yardımlaşma Dernek Başkanı Gürbüz Akyüz, Yeşil Artvin Derneği Başkanı Neşe Karahan, ilçe CHP Belediye Başkanları, bazı sivil toplum örgütleri ve çok sayıda katılımcı destek verdi. Salona sığmayan kalabalık paneli dışarıda izlemek zorunda kaldı. ABD’NİN IRAK’A GÖTÜRDÜĞÜ ‘DEMOKRASİ’ GİBİ Açılış konuşmasının ardından, Artvin Kültür Derneği kültür sanat sorumlusu Tekin Üstündağ Artvin’deki HES’ler ver Dereleri konu alındığı Slaytı sundu. Programın devamında konuşan isimlerden Ömer Faruk Eminağaoğlu, “HES’lerle, Anayasa değişikliği hakkındaki ortak payda HES’ler konusundaki bizi bekleyen en büyük tehlike Artvin’in doğanın yaşam hakkının bir diğer ifadesi veya ortaya çıkardığı sorun diyelim. Anayasa değişikliği ise Cumhuriyet’in hukuk devleti niteliğini ortadan kaldıran en büyük tehlikenin ortaya çıkacağı için Cumhuriyet’in yaşam hakkı ile koşut olarak görebilirim. Bu Türkiye için demokrasi ise bu Amerika’nın Irak’a götürdüğü demokrasidir” diye konuştu. |