|
| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | |||||||
 |
|||||||||||||
Türkisch
Bitte
warten Sie w�hrend Ihre Meldung versendet wird!| Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
| Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
 |
|
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
|
#81
05.07.2012, 11:57
|
||||
|
||||
S02D02
13:00 wach ich langsam auf... sagima soluma bakiyom..nezli gitmis bagitman ist immernoch am zocken mit seinen honkfreunden ich "nan kiz bischey dedimi?" bagitman "nein...hemen cikti gitti" ich "karnim ac lan..ben bi cikim bischey yiyim..size bischey getirimmi?" bagitman "yok bro..wir sind mit chips und cornflakes versorgt..keyfine bak.." ich hol mir 3 hotdogs vom strassenverkäufer zum frühstück... karschidan biri elinde kamera, biri elinde mikrofon üc kisi geliyo elinde mikrofonlu scheint n reporter zu sein reporter zu seinen beiden kollegen "aha sari sacli bi amerikali hemen yapalim bi cekim" reporter zu mir "hello my friynddd...we are from törkisch telewizin instabul" aha bulduk aq dünyanin öbür köschesinde türkleri ich "hello" reporter "you know turkey?" übersetzer "türkeyi taniyormusunuz?" ich "i know turkish delight" übersetzer in die kamera "sayin seyirciler, röpörtaj yaptigimiz amerikalinin en sevdigi yiyecek türk lokumuymus?" reporter " have you ever visited turkey?" übersetzer "türkiyeye hic seyhate gittinizmi?" ich "i was one time there" übersetzer "evet , türkiyeyi cok seviyorum..her sene tatil yapmaya türkiyeye gidiyorum..kusadasi antalya alanya side kumsaray hepsini gezdim...türkiyeden baska hicbir yerde kesinlikle tatil yapmayi düsünmüyorum..tüm aile ve tanidiklarida türkiyeye götürecem gelecek senelerde...tesekkürler türkiye" reporter "thank you" die gehen weg ich steh noch ne weile und überlege was ich falsch gesagt haben kann... 15:00 telefon caliyo, nezli is dran nezli "yalanci...ev senin degil..4 tane adam vardi evde" ich "nan ev benim..sana imam nikahi kiyacaktim..biri imam..üc tanede sahit getirdim..ama sen benden önce kacmisin" nezli "ne imam nikahi?" ich "ulan resmi nikahdan önce bi imam nikahi yapim dedim" nezli "bana resmi nikah?" ich "ulan sana niye resmi nikah kiyayim..sana imam nikahi yeter" nezli legt auf... 17:00 sitz ich wieder in bagitmans wohnung, der is net zu haus...elife telefon aciyorum elif "haste den job?" ich "walla cok düsündüm tasindim...wenn ich hier n job anfange..dann bin ich soweit von dir weg..isten vazgectim..fliege mit der nächsten maschine zurück" elif "inanimmi" ich "walla sana ashik oldum kiz..ben dayanamam öyle uzak mesafelere...birakmam seni" elif "iyi canim..en kisa zamanda görüsmek üzere" bu ischte tamamdir bagitman ariyo telefonla bagitman "bro bu aksam bi cikalim kafa demleyelim lan..." ich "olur bro" bagitman "aksama gelir alirim seni..sen istersen biraz gez..saat aksam 9 gibi cikariz" ich "ok bro" 18:00 steig ich in die new yorker metro ein..biraz durak durak gezeyim dedim die new yorker haben so einen faden blick..die gucken einen nie an, aber auch nie weg hayattan bezmisch gibi bi halleri var... metrosu da aq tam külüstür...die haltestellen sind richtig runtergekommen... ein obdachloser is am betteln..hat eine deutschlandkappe an...kommt zu mir ich "i have only euros" obdachloser "where are you from?" ich "germany" obdachloser "ich komm auch aus deutschland" ich "war n langer weg anscheinend" obdachloser "ich hab hunger und keine unterkunft..." ich "kann dir paar euros in münzen geben wenns dir was bringt" derken muhabbet acilyio...der obdachloser is n ehemaliger stuntmen aus deutschland der sein glück in amerika probiert hat.. sein glück war ihm net hold..als stuntmen gabs keine aufträge anscheinend und der is in der pornobranche gelandet...zu seinem pech zum schluss noch mit hepatitis angesteckt..frau weg, kinder weg..auf der strasse gelandet... muhabbet uzadikca uzadi ... der obdachlose bedankt sich für die euromünzen und steigt aus.. ich fahr zurück nach haus.. 21 30 bagitman holt mich ab...49 grove diye bi dükkana götüryo beni 23 00 alk fliesst gut..paar arbeitskollen von bagitman sind dazugestossen 01:00 landen wir in einem club namens black cat...steigen um auf vodka pur 03:00 filmriss ____________________ @fetty...keiner muss das lesen...und wenn du es besser kannst..forum acik..yaz dur..bi de seni görelim he |
|
#82
05.07.2012, 12:07
|
||||
|
||||
Challenge accepted
|
|
#83
25.09.2013, 10:18
|
||||
|
||||
|
da fetty immernoch keine lust hat was zu schreiben..
führ ichs mal einfach fort _______ Ugur: Waybee admin..yani bu hikayeyi annatan kisi ausgebildet bei ford werken in köln zu energieelektroniker..ist dann durch verkettung von unglücklichen ereingnissen, kommt im saison 3, bei waybee als admin gelandet und versucht sich durch das kölner leben zu wurschteln, was auch nicht immer so einfach ist..besiktastan baska takim müslüm babadan baska artiz tanimaz Chef: Mal babacan mal paragöz mal aggro mal softie tam bi türk patronu...parayi genc yasta buldugu icin her boku biraz abartma hastaligi var..bircogu kisinin bildiginin aksine mal varligini yaptigi islere degil, evlendigi kizin zengin dindar bir aileden gelmesine baglidir.. kann gut reden und jeden scheiss exzellent verkaufen, cenesi acaip is yapar... isler biraz kötü gittigi zaman sakal birakir parali haci-amclardan para/sermaye/menkul bulur bulusturur waybeeyi ayakta tutar..fenerbahce derneginin ikinci baskanidir...mac saati oldumu dünya batsa umrunda degil mutlaka ve mutlaka maci izler... büyük memeli kizlardan cok hoslanir.. Nezli: Evdekiler "Oku diploman olunca millet sana hürmet etsin" lafinin yoluna giden yari entel yari kafadan siyrik güzel kiz..aile sorunu olmadigi icin icip icip baskasinin derdini kendine dert etmeyi ve cevresindeki sevenlerin agzina sicmayi cok sever...sacma sapan sarkilar söyler kafasi iyi olunca Mehmet: Evdekiler "olm sende hicbi boka yariyacak maharet yok...git en iyisi oku diploma al..diplomalanda adam sansilar" lafina uyup gummersbachta 10 sene yakin bir sürede diplomasini almistir..ailesi parasal yardim etmedigi icin haftada 4 gün calisarak okumaya mecbur kaldi bu cocukcagiz..o kadar bokun icinde yüzmesine ragmen hala piril piril bir kalbi vardir Müdür: Patronun sag kolu...ayni zamanda uzaktan hanim tarafindan akrabasi olur..patron bütün gün ne bok yer nerde gezer aninda karisina iletir..koyu bi gs lidir..tipi el vermedigi icin avrupa gs derneginin kapisindan kovmuslugu vardir..ictigi zaman kemerini basina baglayip göbek atma hastaligi vardir.. Patron yakayi ele vermemek icin bu müdürü cok kere yaninda pahali kerhanelere (bilmeyenler icin: sauna club aq) götürdügü dedikodulari ortada cok gezer.. Leyla: Full siyrik kafa ve güzel bir yüzün mükemmel bir vücütla bulustugu yerdir Leyla. Iyi Gününde dünyadaki her erkegi mutlu edecek kapasitesi vardir..Kötü gününde ebenizin a. koyar Ev sahibi: Tam bir orospu cocugudur..her türlü yolu vardir bu götverenin..bu pic almanyaya 85de gelir ve yasli bir almanin ciftinin yanina yerlesir..bu yasli cift bu ipneye acir ve biraz is ve harclik verir...bu akilli yasli alman ciftin güvenini kazanarak tüm mal varliginin idaresini eline alir...moruklar ölünce hepsi buna kalir... her 15 senede bir türkiyeden 16 yasinda citir bi kiz getirir bu orospu evladi...gecen sene 3üncü kizi getirdi ve toplam 12 cocugu var Aytekin und Gülizar: Nach dem BWL studium hat der Aytekin direkt bei waybee angefangen als buchhalter zu arbeiten..schon während seines studiums war er 2x verheiratet und geschieden..hat 3 kinder aus den beiden ehen ...karilar kayip, nerde olduklarini kimse bilmiyor Nach einigen erfolglosen versuchen sängerin/model/bauchtänzerin/gogo tänzerin zu werden entscheidet sich gülizar mit ihren grossen argumenten beim chef vorzusprechen..nach 90 minuten hinter verschlossenen türen bekommt sie ihren job als chattkontrolleurin...3 kere degisik nedenlerle bosanmis..4 cocugu var Ve sonunda evlendiler..allah mutlu bahtiyar etsin Sekräterin: Ein mitbringsel vom "alten geschäftspartner" ..sie erfüllt dem chef jeden wunsch ohne fragen zu stellen und ist kulant bei jeder diskussion Neriman: Nami diger "Autobahn A3".. Kam aus Süddeutschland für ein Jurastudium nach Köln. Jeden abend party, jeden abend ein anderer.. Yani bildigin orospu...ama para almayanindan Waybeede ne is yaptigini ben bile bilmiom..o kadar karanlik bir durum, gerisini siz anlayin aq Kemal: Mein bester kumpel. Haben zusammen im sandkasten gespielt. Yakisikli ve temiz kalpli cocuktur..cok acaip bi abazanlik durumu oldugu icin her firsati degerlendirmeye calisir..ispanyadan bir kiz bulsa, kaymak icin gözünü kirpmadan 3000km yol gider.. Fordda Y-Hallede calisiyor... Nuri: Waybee icin götünü bile verebilecek kapasitesi olan eleman..sadece cenesi biraz düsüktür ve dedikoduyu acaip sever.. simdi nerdedir kimse bilmiyor Pazarci Selattin: Nippes pazarinin eski kulagi kesik alemci adamlarindandir. 3 Tane pazar tezgahi var..Her türlü textili ucuza bulur tezgahinda 500% karla kakalar millete..Raki muhabbeti mükemmeldir..3üncü duble bittimi acar eskilerden baslar annatmaya..eski karnevallari, swinger clublar, gerdek gecesinde damada yardim, evden kacirdigi kizi ayni gece eve teslim etmesi. Kommt mehr im Saison 4 Hüseyin: Waybeenin reklamcisi..gider bulur bulusturur bir yerlerden reklam ceker sirkete..za biraz para girisi olur cark dönsün diye. önceden otello da calismisligi oraya cok büyük kazik atmisligi var...gelirken waybeeye 4 büyük müsteri getirdigi icin patron bir dedigini iki etmez.. Hüseyinin derdi, her abazan evli türk erkegi gibi, bos buldugu mala kaymak...bunun icin bütün gün craiglist, sextreff, hausfrau-sucht ve bilumumi sex sitelerini gezer autobahnda sex bulusmasi ayarlar zaten yer belli..A555..orada otoban cikisinda niyetli bayan ve erkekler bulusur..sadece gece gittiginizde kiciniza bir el feneri tutulma ihtimali yüksek oldugundan ya saglam iki üc araba gidilir, ya da pencerelere biseyler asilir Ahmet: Hüseyinin kuzeni. Hüseyinin ayarladigi veya kaydigi karilara ikinci elden kayar ve hep "ulan yine seni boynuzladim" espirisi yapar.. baska hicbi bok da bilmez Neslin yani asil adi Ferhan: 20 yas üstü gibi görünen 17lik citir kiz..15 yasinda evden birkac kere kactigi icin ailesi ilk istemeye gelen ile evlendirdi..kommt wieder in saison 2 Necip: Daglara taslara carpa carpa türk kültürü altinda ezile ezile sonunda isyan bayragini cekerek ipneligini ilan etmis kardesimiz..kölnde oturmasi da tam bonusu..herkeze böyle komus nasip etsin allah Yelda abla und Jimmy: 45 yasindaki bosanmis ve cocuklar evden gitmis yelda ablamin (150 cm ve 45kilo) kongo tatilinde buldugu 20 yasindaki ve 2metrelik zenci Jimmy kardesimiz ashki tüm alemin dilinde artik sakiz olmustur... Meine Schwester Ablam..Bir tane oglu var behcet.. Behcet: Yegenim. 15inde cükünün killar kararmaya basladigindan beri biraz gec te olsa kariya kiza ilgisi cogaldi.. Hayrettin Amca: Müstakbel kayin babam..babaminda cok samimi dostu..30 senden beri askin ailece tanismisligimiz vardir Elif: AACCHHHH ULLEEAANN ACCCHHHHH... hayatimda gördügüm en güzel ve akilli kiz..ayrilikmi dügünmü 6. sezonda bitecek Seyyit und Gopi: Waybee grafiker..ikiside isini severek yapan elemanlar.. Recep: Waybee praktikant.. Ben bildim bileli bu cocuk burda praktikum yapiyor.. Muttinin: Admin von waybee konkurrenz...iyi cocuktur..yardim lazim oldummu eder halden annayan adamdir.. Emre: Kanacke aus der tr der unbedingt waybee agent werden will...önce bi kölnde gay barlarda einstellungstest gecsin..sonra alacam ise Günther: Besitzer einer bekannter kölner gay-bar..hat unter der bar eine kammer für sexspiele..verkauft live streams per kreditkarte im internet und verdient sich damit dumm und dämlich.. Yunus: Patronun uzaktan bir akrabasi...justin bieberin tipsiz iskelet versionu mit bissl zu langen armen Olcan abi: Almanyanin büyük export toptancilarindan...eglenmeyi ve muhabbeti seven bir abimiz...yol yordam bilir, ricalari geri cevirmez Bagitman: eski chatci...tam it-sapigi..arbeitet bei google in new york für ordentliches geld...almanyada sevdigi kizi alamayinca kacti gitti amerikaya... Geändert von tekzenci (25.09.2013 um 14:11 Uhr). |
|
#84
26.09.2013, 16:15
|
|||
|
|||
|
Zitat:
 schön das man hier einen Einblick hinter die Kulissen bekommt ))Was gibts demnächst? |
|
#85
03.10.2013, 07:23
|
||||
|
||||
|
Re re re ra ra ra
Zitat:
laaaaaaaaan eskiden ne güzeldi burasi, simdi aq benek bilmem ne ha birde Melek85 var yani hmmmm ama sey sey iste sen anladin |
|
#86
21.03.2017, 18:36
|
||||
|
||||
|
S02d03
12:00 gözlerim hala kapali..
13:00 hala uyuyorum 14:00 gözlerimi actim soguk beton üstünde yatmisim..yastik yorgan morgan bisey yok.. midem yaniyor.. baggy liegt neben mir..elinde bos sise ich "uyan lan baggy.." bagitman "he.." biseyler söylenip devam uyuyo eve nasil geldik..nerden gittik hatirlamiyorum bile cep telefonuma bakiyorum.. arayan soran yok.. buzdolabi tamtakir... söve döve bagitmani uyandirdim 16:00 sitzen beim starbucks auf spät frühstück ich *ne is olm? ne bok döndü dün aksam?" bagitman "valla bro haberim yok..hatirlamiom bile.. " biraz göt meme muhabbeti... 17 30 sind wir aus dem laden raus bagitman *olm türk gecesi varmis..gidelim biraz takilalim" ich *olm kafam beynim dermeduman..ich will jetzt nur noch duschen und schlafen" bagitman * he aq.. onca yol gel..yatmak uyumak yok..gezdireyim seni biraz..sonra o kadar yol teptim, yok beni gezdirmedin..falan bilmemne ayagi yaparsin* ich *olm beynim dagildi diyom sana..ne halden anlamazssin lan* bagitman lässt net locker...1 saat durmadan küfür ede ede razi ettirdi beni fahren nach hause..duschen rasieren umziehen.. 21:00 istanbul gecesi adinda bi partiye geldik.. birsürü türkle tanistim..tanistim derken.. amerikalilarin acaip bi huyu var..kimle nerde olurlarsa bi handshake iki cümle muhabbet sonra devam ediyorlar..ne boktan huysa aq.. üstüne üstlük uzun zaman kalanlar bir tane amerikan ismi almislar kendilerine...is bulmakta falan kolaylik olsun diye... adamla tanision..adam martin mehmet yildiz ..biraz daha abartanlar soy ismiyle kökten degistirmisler... ama bildigin ghetto stayla kanackelerin amerika görmüsleri.. ne eksik ne fazla.. 23:00 türk gecesi oldugu icin raki var... millet deli gibi fondip köklüyor.. ertesi sabah is güc ne alemde milletin umrunda degil süpriz sanatci getirmisler... adini sanini bilmedigim bir yasli herif... adam damardan damardan cigiriyor... pek icmeye niyetim yok ama ya rakiyi köklicem ya da balkondan atlicam anasini satim..cekilmio su herif 1:00 hala arayan sonra yok...kafam iyi olmaya basladi |
|
#87
25.04.2017, 23:01
|
||||
|
||||
|
görüyorum bes cocuk babasi oldun ama hala adam olamadin nan. yaklasik yirmi yildir ayni hikayeler: icki, kumar, karilar ...
|
|
#88
04.05.2017, 08:33
|
||||
|
||||
|
ich hör nur mimimimimimi
nan sen otur yaz güzel bisey bizde okuyalim..wie oft wünsch ich mir mal das einer was unterhaltsames schreibt und ich es auch mal relaxed lesen kann..olsun göt meme muhabbeti olsun anasini satim..öyle high level romantik olmasina da gerek yok.. basla guzum yazmaya...deine geistigen ergüsse...bin gespannt... 20 sene öncede hep mimimimi bugunde mimimimi |
|
#89
03.06.2017, 06:36
|
|||
|
|||
|
Zitat:
Rhizo da yillardir bal yapmayan ari gibi bos viz viz viz viz................ ( Ari Maya ) |
|
#90
26.08.2017, 01:52
|
|||
|
|||
|
SeyranGay
Efenim Merhabalar
Yazi yazma islerini bu aralar biraz aksatinca “editorumuz ” nazim beyden inceden hicivle karisik bir uyari aldim. Bildiginiz gibi bir sonraki yazi icin balina kopekbaliklarini yazmaya soz vermistim. Gecikince Nazim balina kopekbaligini izgara yapip rakinin yaninda yedin mi diye bodoslama gimis konuya. Zaten yarim sise rakimiz kaldi Fevzi ile, gidim gidim iciyoruz, ona da taa Kanada`dan goz koyup cok gormeyiniz nazim efendi. Zaten aslen whale shark denen mahlukatlarin ismini turkceye cevirmek ve cumle icinde kullanmak yeterince zor. O yuzden bu yazida da ne yazik ki balina kopekbaliginin (BKB) balinalik kopeklik ve baliklik unsurlarina deginemeyecegim. Bu aralar Utila Adasi civarinda pek goremiyoruz kendilerini zaten. Basliktan da goruldugu uzere bu yazida daha cok gerzekliklerden bahsetmeyi uygun gordum musaadenizle. Gerzeklik derken aslen bir seyi herkesin yaptigi gibi yapmama halinden bahsediyorum. Ama “gerzek!” vurgusu daha cok bu farkliligin absurdlugu konusunda bir uyari, sosyal rot balans ayari naminda bisey. Meydan larusa ayrica bakip yorumlara ekleyebilirsiniz tabi. Benim icin gerzek kelimesi oldukca olumlu anlami olan bir kavram. Aklima ilk gelen sey ise George Perec`in “Yasam Kullanma Kilavuzu”. Yazar aslen Fransızca’nın en çok kullanılan sesli harfi olan “e”yi kullanmadan kaybolus isimli bir roman yazdigindan beri benim obsesif kompalsif yazarlar listeme girdi. Buradan kitabi 5 yil once bana hediye eden Ertan ustadimiza entel bir selam cakalim hizlicanak. Baskisi tukenmis ona gore. “Parçaları yerleştirenin her hareketi, bu parçaların üreticisi tarafından kendisinden önce tekrarlanmıştır; eline aldığı, incelediği, okşadığı her parça, denediği, bir kez daha denediği her kombinasyon, her dokunuş, her sezgi, her umut, her cesaretsizlik bir başkası tarafından kararlaştırılmış, hesaplanmış, incelenmiştir.” demis yazar kitabin bi yerinde. Yazarin aslen ne demeye calistigindan bagimsiz olarak ben; ne zaman zihinsel uretim cabasina girissem, bu denenmislik halinin golgesi altinda ezilmekteyim. O yuzden kurtulusu gerzeklikte yani parcalarin ureticisi olmakta goruyorum. Yanildiniz kitap da tanitmiyorum. Gerzeklikten bahsediyorum hala. Gerzeklik tabi ne dedigini dosdogru dolandirmadan bildigin gibi soylemek demek ayni zamanda. Politik olmaya calismadan, elestirilerin onune onceden nasil gecerim diye dusunmeden. Soz agizdan cikarken dert sudur: “arkadasim ben buna baktim, bunlari gordum, bana degisik geldi, bi de sana deyim dediydim kelamimi, belki sen de katarsin ustune bisey”. Bu anlamda blogumuzda bu ayin gerzeklik odulunu incelikli bakisina bir kez daha saygi duydugum kayahan kardesime vermeyi dilerim ben. Yazisinin altindaki yorumlari okuyunca tartismanin biraz daha gorsel iletisim uzerine odaklanmadigina uzuldum acikcasi. Yine yorumlarla baglantili olarak, Greenpeace insanlarinin (sanirim ben de hala bu insanlardan birisi sayilabilirim) surekli bir savunma ve greenpeace hakkindaki yanlis anlasilmalari (o kadar cok ki!) giderme gibi bir refleksi var biraz da hakli olarak. Diger yandan her elestiri de yanlis anlasilmadan kaynaklanmiyor. Bu elestirileri alip (yes publicly) uzerine greenpeace`in bakis acisini ekleyip bir de ozelestiri koydugunuzda dadindan yinmez bana kalirsa. Kurumsal kimligin nufus edilemez pembeliginden kurtulursun bir. Fikri sermayeni dusunce borsasina yatirmis olursun, dusunce yatirimcilari olumlu olumsuz yonleri birlikte tartar ve dusunce hisselerin daha da bir deger kazanir, iki. Insanlar Greenpeace`in sokakta para toplayan insanlardan ve yerden bitiveren eylemcilerden ote bir yuzu oldugunu gorur bu da uc. Yani aslinda Greenpeace`te kimsenin bu soylediklerimin aksine bir dusuncesi oldugunu sanmiyorum. Asil sorun su. organizasyon turkiye`de buyurken iki ana kafa karisikligi ortaya cikti. Bilgiyi uretip yayarken neyin ozel, neyin umumi (ey okur!bak kamusal demiyorum burdan dalma bana) oldugu konusunda bir fikir birligi hala olusabilmis degil. Bu da orgut ile ilgili entellektuel tartismalarin gereksiz sekilde dar bir sinirda kalmasina sebep oluyor. ikinci kafa karisikligi ise greenpeace`in taban orgutlenmesi mi yoksa tepeden orgutlenme modelini mi benimsedigi. bu tartismaya hic girmiyorum ama tartismanin yarattigi kafa karisikliginin sonucu sudur: greenpeace`in internet veya diger toplu iletisim kanallari ile kitleleri kendiliginden harekete gecmesini saglamasi zorlasiyor. Hem de cok zorlasiyor. Iletisim kampanyasi yuruturken bilgiyi ve gorsel ogeleri belli paket formatlardan sunmak gibi bir zorunluluk var. Ama internet iletisiminin sagladigi imkanlar ve olusmakta olan yeni kultur, bu gazete televizyon formatinin otesinden bir iletisim taktigi gerektiriyor. Ve bu taktikleri oturup bu blogda ya da baska umumi sanal ortamlarda neden tartismiyoruz, arkadaslar buyrun demek istiyor ben. Aman tanrim, yine buyuk buyuk laflar etmisim kendimi kaptirip. Ama bu yazinin konusu Greenpeace de degil. Bildiginiz gibi hondurastayim bu aralar. E domuz gribi de malum. Meksikaya cok yakin oldugumuzdan dunyanin cesitli yerlerindeki tanis ve dostlardan uyari mesajlari geliyor. Sagolasiniz ben domuz gibiyim ve hic biyere gitmeye ya da donmeye niyetim yok. Bu uzakta bir felakete tepki gosterme halinin “turk”e has bir durum olmadigina sahit oluyorum. tam aksine bu medya manipulasyonuna gelip paniklemenin doruk noktasi sanirim amerika. ama tabi turke bisey olmaz sktiret olm geyiklerini de yapmakta ihmal etmiyoruz fevzi ile. Meraklananlara tek bir dusunce noktasi veriyorum: kus gribi sirasinda turkiyeyi neden terketmediniz? Turk gerzekligi ve yaraticiligi benimle birlikte honduras topraklarinda dolasiyor merak etmeyesiniz. Ama bu arada memlekette hala bir islam alimimiz cikip “domuz yiyenler allahin gazabina ugradi iste” demedi ise de ben burada cig cig domuz yiyecegim. Benim bu aralar ugrastigim daha buyuk gerzeklikler var. Pasaportumun suresini konsoloslukta ucuza uzattiririm dusuncesiyle turkiyeden ayrildim. Ama bizim disisleri her ulkede konsolosluk acmiyor haliye. Orta amerikada meksika buyukelciligi 10 ulkeye birden bakiyor. Ben de mecburen amerikan hizli posta sirketiyle pasaportumu konsolosluga gondermek zorunda kaldim. Damga vurup geri gonderecekler. Simdi mal gibi yolda kaybolmasin diye dua ediyorum. Ama proseduru de iyice ogrenmis oldum. Hani buyukler ders olsun diyo ya… Adadaki birinci ayimda super bir zula mekan ogrendim. Adadaki su deposu. Harika manzarasi oldugunu soyluyorlar. Tarifini de 2-3 kisiden ayri ayri aldim. Bu yoldan yukari dogru yuru, bir adet kesinlikle girilmez tabelasi var, ordan gir. curuk bir merdiven var, tepesine tirmanip manzarayi izleyebilirsin. Bunu cok fazla turiste soylemiyorlar. O yuzden gurur duydum kendimle. Gerzek gerzek gidip keyif ilen inceden ufka bakip pasaportumun gelisini beklemeyi dusunuyorum dalmadigim gunlerde. Dalis isleri de yavasladi bu ara. Insan yogun calismadigi zaman gerzeklige ve eglenceye daha fazla zaman kaliyor. Dalis sonunda teknenin altindan yukselirken, yuzeyde iseyerek gevseyen bunyelere regulatorle jakuzi yapmakta huzuru buldum ben. bi anlik saskinlik ve yuzerken sicrama hali cok eglenceli bir gorsel. bu eylemin bi amaci anlami var mi yok tabi. Fevzi ile de bol bol bomba atlayisi yapip herkesi islatarak dunya aleme turkun gucunu gostermek mesguluz anlayacaginiz. Her yazida bir tarif vermeye calisiyorum. Gelenegi bozmayalim. Bu haftaki favorimiz pratik cikolatali dondurma. bakkaldan cikolatali sut alinir. bi yudum alip, buzluga sogusun diye konup unutulur. donan sut iyice bir ezilir. bildigin super dondurma olur. ama bu tarif turkiyede calisir mi bilmiyorum. sutte cok su olunca buz kristallerinin sayisi artiyo. olay baska bir seye donusuyor. Mektubumu bu paragraf ile noktalarken herkesin 1 mayis bayramini kutlarim. ucuncu dunya ulkesi falan diye hor goruyosunuz ama 1 mayis burada resmi tatil naber. Hatta bizim patrondan baska herseye benzeyen patron, evinde bize barbeku partisi veriyor. Ben simdiden herkese 1 mayis marsini ogretiyorum. Buradan taksime dogru yuruyuse gecicez ada halki ilen. biz geliyoruz! acin taksim meydanini, bizim hondurasli arkadaslara ayip olmasin. 😀 |
|
|
|
