| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
#421
|
||||
|
||||
“Menekşe Kokulu Kitap!” Hayata Bir Bardak Çay Molası Sevinçlerini Sakın Erteleme Her Yemekten Sonra Şükret Biri Seni Kucakladığında İlk Bırakan Sen Olma… Okurken içinizi huzurla dolduracak, yüreğinizi ısıtacak, iyilik, sevgi, dostluk ve mutluluğu dile getiren birbirinden güzel 69 adet hikâyeden derlenen bu kitapla hayata keyifli bir mola verip kargaşadan sıkıntılardan uzaklaşacaksınız. Sevgiyi, dünyadaki tüm kötülüklere karşı bir zırh gibi giy. Bu zırh, hiçbir silahın delemeyeceği tek kalkandır. Hiç kimsenin yanınızdan mutsuz ve kötü ayrılmasına izin vermeyin. Bulunduğunuz konumda mutlu olmaya bakın. Çiçek büyütün, kitap okuyun. Hayatı yarım bırakmayın! Okurken içinizi huzurla dolduracak, yüreğinizi ısıtacak, iyilik, sevgi, dostluk ve mutluluğu dile getiren birbirinden güzel 53 adet hikâyeden derlenen bu kitapla hayata keyifli bir mola verip kargaşadan sıkıntılardan uzaklaşacaksınız., Az korkun çok umut edin, Az yiyin çok çiğneyin, Az konuşun çok ifade edin, Az kızın çok sevin, İyi şeyler sizindir... Geändert von Caka_Bey (25.05.2016 um 20:45 Uhr). |
#422
|
||||
|
||||
İnternet kanalıyla yayınladığı yazıları ve yaptığı televizyon programlarıyla büyük bir ilgi ve beğeni toplayan Psikolog Mehtap Kayaoğlu, elinizdeki kitabında bebeklikten yaşlılığa kadar bütün hayatımızda karşılaşabileceğimiz günlük problemlere, okuyucu mektuplarından hareketle ve psikoloji biliminin verileri ışığında çözümler sunuyor. Ruhsal anlamda sağlıklı çocuk yetiştirmek, bebeklerin psikolojisi, eşler arasındaki problemler, mutluluğa ulaşmanın basit yolları, insanlar arası ilişkiler, kitabın incelediği konulardan bazıları. Sımsıcak üslubu ve akıcı diliyle hepimiz için bir kitap Siz Siz Olun. "Ben de yalnızım; gel kahve içelim. Sen oradan yudumla, ben hissederim..." Üzdüler seni değil mi, kırdılar, canını sıktılar. Bırakıp gitmek istedin ne varsa, "Allah belasını versin" dediğin zamanlar oldu mutlaka. Gözyaşın aktı, annenin öpmeye kıyamadığı yanaklarına. Çıkmak istemedin evden bazen, sarılıp yastığa kimsede hissedemediğin "sıcaklığı" aradın yatağında. Üstüne üstüne geldiler, anlamını yitirdi sevdiğin ne varsa. Yaklaş bir şey söyleyeceğim kulağına; boş ver, aptal onlar halden anlamazlar. Sen iyi bak kendine. Dikkat et yemene içmene; sıkı giyin, çorapsız basma yere.Gördün işte kimsen yok senden başka. İçindeki çocuğun ellerini hiç bırakma ve sımsıkı tutun inandıklarına. "Tabii bir de kendini bir şey sananlar var. "Şey" ne demek peki? Hiçbir şey! İsimsiz, tanımsız, anlamsız! Sıfırın, "sözelci" olanı!" (Tanıtım Bülteninden) "Herkesi mutlu etmek zorunda değilsin! Herkesi zaten mutlu edemezsin! Hem neden herkesi mutlu etmen gerekiyor? Herkes seni mutlu etmek için birbiriyle mi yarışıyor? Kimse için de yaşaman gerekmiyor çünkü kimse senin için yaşamıyor. Hataların da olacak, insanları mutlu etmeyen ; "kendi doğruların da " Hem hatasız olmanı bekleyenler varsa, sorsana melek olmadığını anlamaları için ne yapman gerekiyormuş acaba? Kendine iyi bak yeter. Herkesten önce sen lazımsın sana!" |
#423
|
||||
|
||||
Ich interessiere mich jetzt für das Werk von Erich Maria Remarque. Als Letzte habe ich „Arc de Triomphe“ gelesen. Im Buch geht es um die Probleme der Refugies, um Liebe und Tod. Ich rate dieses Buch zu lesen. Es gibt viele interessante Gedanken dort. So eine Philosophie des Lebens…
|
#424
|
||||
|
||||
Yumuşak huyluluğun ve cömertliğin timsali olan Hz. Osman, ikinci halife Hz. Ömer'den devraldığı ve onun büyük zaferlerle genişlettiği devleti on iki yıllık halifelik döneminde iki katından daha fazla büyültmüştür. Mısır güneyi, Kuzey Afrika, hatta Ege'nin bir kısmından Maveraünnehr'e kadar İslam'ı yaymış hiç deniz bilmeyen bir millete donanma yaptırarak İstanbul yakınlara kadar gelebilmiştir. Ahmet Cemil Akıncı'nın elinizdeki kitabı, Hz. Osman'ın hayatını roman üslubuyla ve bütün yönleriyle anlatan mükemmel bir eserdir. |
#425
|
||||
|
||||
İnanıyor muyum, bilmiyorum. Bazen inanır gibi oluyorum. Genellikle iki arada bir deredeyim. Büyük bir boşluk beliriyor içimde. Her şey anlamını yitiriyor birden. Seninle tartışalım. Katlanabilir misin bana? Bir insanın ruhu ruhuma yakınsa, sorun yok. Dünyanın öbür ucundaki biriyle de uyuşabilirim ben. Bir uyuşum yoksa yanı başındaki kişiye bile yabancılaşıyor insan... Yabancılaşma... Evet, beni iyi tanımlıyor bu kavram. Kalabalıklarda yalnızım. En zor yalnızlık bu olmalı. Sence de böyle değil mi? Yaz bana, lütfen! Kısa olsun ama olsun yeter ki. Zaten uzun söze tahammülüm yok. Sözün azını, konunun özünü arıyorum artık. Yazının kısası güzel, anlamlı olursa. Dili yalın olsun. Anlayabileyim. Bir de utanmadan sınırlar çiziyorum sana! Ne ayıp! Ama başka türlü iletişim kuramayız ki. Hoş gör... |
#426
|
||||
|
||||
Oğuz Kağan Destanı Müthis bir kitap, genc ve yeni yazari tebrik ederim yolu acik olsun.. |
#427
|
|||
|
|||
Wild zone von joy fielding
|
#428
|
||||
|
||||
Bazen hiç hesapta olmayan bir plan devreye giriverir ve hep daha sonra diyerek ertelediğiniz dopdolu bir gün yaşarsınız. Günlerini verimli geçirmek isteyen bir genç kız, ailesi şehir dışına çıktığında bir gün boyunca yalnız kalır. Evde yalnız kalan bir genç kızın elbette tek programı arkadaşlarıyla gezmektir. Oysa bir gün daha mükemmel geçirilebilir. Peki, bir genç kızın asıl planı ne olmalı? İki günü birbirine eşit yaşamayı kendisine zarar sayan bir genç kızın hikâyesi... Bir Mükemmel Günün Hikâyesi, günlük yaşamını boşa harcadığını düşünen gençlerin aslında manevî planlarla nasıl mutlu olduklarının hikâyesini anlatıyor. 13.yüzyılın başlarında Cengiz Han önderliğindeki Moğollar, girdikleri şehirleri yakıp yıkarak dünyada dehşet uyandırmaktaydı. Koca bir çığ gibi büyüyen bu atlılar, kısa sürede Rus bozkırlarını, Romanya topraklarını çiğneyip, ta Macaristan′a kadar uzandı. Cengiz Han, arkasında o zamana kadar görülmemiş büyüklükte bir imparatorluk bırakarak öldü. Onun soyundan gelenler yağmalama hareketine devam ediyordu. Ta ki içlerinden biri farklı düşünene kadar! Moğol İmparatorluğu’nun karanlık dünyasına bir güneş gibi doğan Berke Noyan’ın değişen hayatını, kardeşler arasındaki amansız iktidar kavgasını ve bu karmaşa içinde yaşanan hüzünlü aşk öyküsünü Ahmet Yılmaz Boyunağa′nın usta kaleminden zevkle okuyacaksınız. |
#429
|
||||
|
||||
Yazarlar kahramanlar oluşturur. Onlara bir kurgu hazırlar, onları gerektiği kadar yaşatır, vakti gelince yok eder ve sonra yeni kahramanlara sıra gelir. Fakat bazı kahramanlar vardır ki kurgusal dünyalarının perdelerini yırtar ve gerçek hayata adım atarak yazarlarını, hayali birer kahramana dönüştürürler. İşte Sherlock Holmes'ün Arthur Conan Doyle'a yaptığı da budur. Şule Yayınları Bohemya'da Skandal adlı kitapta efsanevi dedektif Sherlock Holmes'ün birbirinden girift altı macerasını okurlarına sunuyor. Orhan Düz'ün çevirisiyle hazırlanan eserin öyküleri Bohemya'da Skandal, Mühendisin Başparmağı, Kızıl Saçlılar Kulübü, Boscombe Vadisi'nin Esrarı, Yüzü Yaralı Adam ve Beş Portakal Çekirdeği'dir. |
#430
|
||||
|
||||
Arthur Conan Doyle’ün efsanevi kahramanı geri döndü! Sherlock Holmes Gümüş Şimşek, Reigate Bulmacası, Üç Cumbalı Ev, Zümrüt Taç Vakası, Üç Öğrencinin Hikâyesi, Matematik Dehasının Hikâyesi adlı maceralarında, yardımcısı Dr. Watson’la yeni gizemleri şaşırtıcı şekillerde çözmeye devam ediyor. Dahi dedektifin serüvenlerinin beşinci kitabı Matematik Dehasının Hikâyesi okuruyla buluşuyor. |