| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
#311
|
|||
|
|||
Soysuz SeyranGay
Ermeni Soykırımı Yalanı ve Gerçekler
Yüzyılın en büyük emperyalist yalanlarından biri şüphesiz Ermeni soykırımı yalanıdır. 1915 olaylarının üstünden 100 yıl geçmesine rağmen hala batının Türkleri köşeye sıkıştırmak için kullandığı en önemli tarihi silahtır. Hiç bir belgeye dayanmayan, tamamen siyasi nitelikte olan iddialar ile yıllardır Türkiye savaş tazminatı ödemeye zorlanmaktadır. Ermeni meselesi siyasete alet edilmeden , tarihçilerin konuşması gereken bir meseledir. Gerçekte 1915 yılındaki olaylarda ne olmuştu? Ermenilere iddia edildiği gibi soykırım uygulandı mı? Ermeni tehcirinde gerçek amaç neydi? Kaç bin Ermeni tehcire tabi tutuldu? Tüm bu soruların cevabını tamamen tarihi belgelere dayanarak kısaca vereceğim fakat önce Ermeni meselesini anlamak için 19. yüzyılda Osmanlı devletindeki Ermeni sorununu anlamamız gerekiyor. Ermeniler, Selçuklu’dan beri 850 yıl Türklerle beraber barış içinde yaşamış, Osmanlı döneminde millet-i sadıka yani sadık millet ismini almıştır fakat 1877-78 Osmanlı- Rus savaşı Türklerle Ermeniler arasındaki ilişkide bir dönüm noktası olmuştur. Ayestefanos anlaşmasının 16 maddesi ve Berlin Anlaşmasının 61. maddesinde yer alan Ermeni ıslahatı,ilk kez Ermeni sorununun uluslararası bir kimlik taşımasına neden olmuştur. Bu tarihten sonra Osmanlı tebaasında yaşayan Ermeniler arasında ayrılıkçı çeteler birer birer örgütlenmeye başlamıştır. 1878 yılında Van’da kurulan Kara Haç, 1881 yılında Erzurum’da kurulan Anavatan müdafileri (Pashtpan Haireniats) ve 1885 yılında Van’da kurulan İhtilalci Armenekan partisi ayrılıkçı Ermeni örgütlerinden bir kaçıdır. Bu örgütlerin ortak özelliği sözde Ermenileri koruma adı altında Ermenileri silahlandırıp isyana hazırlamak, bağımsız büyük Ermenistan’ı kurmaktı. Bağımsız büyük Ermenistan hayalini kuran sadece Osmanlı yönetimindeki Ermeniler değildi. Yurt dışında da İngiltere, Rusya gibi büyük devletlerden güç alan ayrılıkçı Ermeniler örgütlenmeye başladılar. 1887 yılında Cenevre’de marksist Ermenilerin kurduğu Hınçak partisi, 1890 yılında İhtilalci Hınçak partisi adını almıştır. Partinin amacı Ermenileri isyana teşvik etmek, devlete karşı kışkırtmak, ayrılıkçı propagandalar yapmak suretiyle bağımsız Ermenistan’î kurmaktı. Hınçak dışında 1890 yılında Tiflis’te Ermeni İhtilal Federasyonu (TaşnakSutyun) kurulmuştur. Bu cemiyetin amacı da Hınçak ile aynıdır. Amaç önce Anadolu’daki Ermenileri bağımsızlığına kavuşturmak, sonra İran ve Rusya Ermenileri ile birleşip ”Büyük Ermenistan” federatif devletini kurmak… 1895 yılındaki Sason isyanı uluslarası boyut kazanan büyük Ermeni isyanıdır fakat bu isyanda Ermeniler tam anlamıyla hayal kırıklığına uğramıştır. Çünkü kurulan uluslararası tahkim komisyonunun 20 Temmuz 1895 yılında yayınladığı raporda Ermeniler suçlu bulunmuştur. Bu isyanda aradığını bulamayan ayrılıkçı Ermeniler ülkenin çeşitli bölgelerinde isyanlar başlatmıştır. İstanbul, Divriği, Trabzon, Eğin, Develi, Akhisar, Erzincan, Gümüşhane, Bitlis, Bayburt, Urfa, Erzurum, Diyarbekir, Siverek, Malatya, Harput, Arapkir, Sivas, Merzifon, Maraş, Muş, Kayseri, Yozgat ve Zeytun ayrılıkçı Ermenilerin isyan çıkardığı yerlerden bazılarıdır. Görüldüğü üzere Ermeni meselesi 1915 yılında birden patlak veren bir mesele değildir. En az 25-30 yıllık geçmişi olan bir meseledir. Bu hususu göz önünde bulundurmadan yapılan her yorum eksik ve hatalıdır. Ermeni meselesini anlamak için öncelikle meselenin tarihsel geçmişini çok iyi analiz etmek gerekiyor. Peki ama Ermenilerin isyan etmiş olması 1915 yılında soykırım olmuşsa bunu haklı gösterir mi dediğinizi duyar gibiyim. Şimdi meselenin can alıcı noktasına, 1. Dünya savaşındaki Ermeni meselesine göz atalım. Öncelikle tehcir kelimesinin ne mana ifade ettiğini doğru anlamamız gerekiyor. Tehcir, bugün Ermeni diasporasının ve batının ifade ettiği gibi Ermenilerin yurt dışına sürgünü değildir. Osmanlı toprakları içinde bir bölgeden başka bir bölgeye zorunlu göçtür. Yani 1915 yılındaki Ermeniler, Osmanlı topraklarından sürgün edilmemiştir. Doğu Anadolu’dan bir başka Osmanlı toprağı olan Suriye’ye tehcir edilmişlerdir. Zira 2. Dünya savaşında da ABD, Japonya ile savaş halindeyken, hiç bir tehlike arz etmemesine rağmen Pasifik kıyısında yaşayan Japonları, Missisipi’ye tehcir etmiştir ve binlerce Japon’un ölmesine neden olmuştur. 1944 yılında Stalin’in Kırım Türklerine uyguladığı tehcir, 20. yüzyılın insanlık adına utancıdır. Söz konusu kendileri olunca uyguladıkları zalimliği görmeyen batı 1915 yılındaki zorunlu tehciri ısrarla soykırım olarak göstermeye çalışmaktadır. 1. DÜNYA SAVAŞINDA ERMENİLER Osmanlı devletinin 1914 yılının sonlarında Almanya ile aynı safta savaşa girmesinden sonra Rusya, İngiltere ve Fransa, Ermenileri kullanmak istemişlerdir. 30 Kasım 1914’te Tiflis’teki Ermeni bürosunun yayınladığı bildiride Rus ordusuna Ermenilerin gönüllü olarak katıldığı, Rusların yardımıyla Anadolu’da ezilen Ermenilerin bağımsızlığa kavuşacağı, Rus bayrağının Çanakkale ve İstanbul boğazlarında dalgalanacağıvurgulanmıştır. |
#312
|
|||
|
|||
Unterwasser reisen. Es ist eine andere Welt.
Da kann ich nur zustimmen - Habe letztens ein gutes Angebot auf gefunden für eine Unterwasserreise. |
#313
|
||||
|
||||
Wir haben geplant, einen großen Urlaub zu machen aber werden es doch nicht tun. Irgendwie sind wir uns noch unsicher, aus dem Grund werden wir schauen, dass wir hier in DE bleiben.
Da haben wir auch schon tolle Reiseziele gefunden. Konkret haben wir tolle Ferienwohnungen in Hameln gefunden. Bei habe ich mich auch informiert. Da freuen wir uns wirklich drauf, einfach nach dem ganzen Corona Stress abschalten zu können Aber natürlich entscheidet jeder für sich. Ich jedenfalls bin echt erfreut, dass es irgendwohin gehen kann. |
#314
|
|||
|
|||
Ah Rhizome,
nun habe Dich nicht so. Wenn Du Erdogan schachmatt setzen möchtest, dann frage einfach laut nach seinem Uni-Abschluss, der Voraussetzung dafür ist, um Präsident in der Türkei zu sein. Er zeigt jeden an, sogar Simit verkaufende Kleinkinder, nur bei diesem Thema verschlägt es ihm die Stimme Alle Schwerbrecher laufen in der Türkei frei herum und laut irgendwelchen Reporterstellen, sind die meisten Reporter in der Türkei inhaftiert. Bald läuft da alles aus dem Ruder. Seid darauf gefasst. Und bereitet euch auf das allerschlimmste, einem Bürgerkrieg, vor. Und wenn ich sage, bereitet euch darauf vor, dann meine wirklich mit allen Mitteln und Wegen. Alle Diktatoren erleiden irgendwann einen Realitätsverlust. Bei Recep ist das auch der Fall. Er möchte nicht gehen, dass hat er durch die Blume angedeutet. Doch er wird gehen müssen. Und wenn er es darauf ankommen lässt, dann Gnade ihm Gott, denn das Volk wird keine mit diesem grössten Dieb aller Zeiten und seinen Schergen haben. So wir er auch nicht bei seinen Bombenanschlägen in Ankara und anderswo, wo hunderte von unschuldigen Menschen ums Leben gekommen waren, damit er sich als Stabilitätsfaktor in einem vom ihm künstlich herbeigeführten Chaos inszenieren konnte.. Schluss mit lustig! Gecmis olsun Recep. Gecti Bor'un pazari, sür esegi Nigde'ye. Bu millet bu numarali yutmaz. Hamsi kavaga cikarsa, ancak o zaman bir daha yutar. Von daher. Du weisst Bescheid. Bu arada Kurban bayramin mübarek olsun. Saglik, mutluluk ve basarilar dillerim sana yüce Allah'tan Geändert von Atlantis1 (21.07.2021 um 15:04 Uhr). |
#315
|
|||
|
|||
Am liebsten wieder in die Türkei. Nicht ans Meer oder so, sondern nach Cankaya Ankara.
Da fühle ich mich dem grössten Revolutionär, den das Türkentum im Namen der Menschheit je hervorgebracht hat, am nächsten Geändert von Atlantis1 (21.07.2021 um 15:08 Uhr). |
#316
|
||||
|
||||
Türkiye
kusu altin kafese koymuslar
yine de "VATANIM" demis ... |