| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
#11
|
||||
|
||||
Din ve mezhep savaşlar
Din ve mezhep savaşları
Din savaşlarını tanımlamak gerekirse, kısaca bir din adına başka din müntesiplerine karşı savaş açmak demektir. Savaşın amacı, 1) Bir dinin batıl, zararlı ve tehlikeli addedilmesi; 2) Müntesiplerinin bu dinden dolayı suçlu/sapkın görülmesi; 3) Onlara dinlerine göre kendilerini ifade etme ve inançlarını yaşama hakkının tanınmaması; 4) İnançlarından vazgeçmedikleri için güç kullanılarak baskı altına alınması, bulundukları yerden sürülmesi veya savaş yoluyla öldürülmesidir. Kadim zamanlarda bunun örnekleri olsa bile, bildiğimiz tarihte Romalıların ve Hıristiyanların Yahudilere uyguladığı baskılar ve katliamlar ile Hıristiyan dünyanın Endülüste Müslümanlara reva gördüğü katliam -ki tarihçiler üç milyon Müslümanın öldürüldüğünü ve hatta dört göbeğe kadar Hıristiyan kökenden gelmeyen Müslümanlara Hıristiyan olma hakkının dahi tanınmadığını yazıyorlar- din savaşlarına somut örneklerdir. Nazilerin Yahudilere uyguladığı soykırım ve Amerikada ırkçı beyazların siyahlara reva gördüğü kötü muamele din savaşlarından çok ırkçılık olarak görülebilir. Zira Nazilerin hareket noktasını doğrudan din/Hıristiyanlık teşkil etmiyordu; ırk/etnik saiklerle Yahudileri, soyları imha edilmesi gereken insanlar olarak görüyorlardı. Beyaz ırkçıların gözünde zencilerin durumu da öyleydi. Meşhur sloganları şuydu: En iyi zenci ölü zencidir. Mezhep savaşlarını ise, bir dinin içinde o dinin kaynaklarından hareketle farklı yorumların sebep olduğu savaşlar olarak tanımlayabiliriz. Bunun en trajik olanı yine Avrupanın yakın tarihinde müşahede ettiğimiz Katolikler ile Protestanlar arasında vuku bulan savaşlardır. Bu savaşlar uzun yıllar sürmüş ve Avrupa nüfusunun üçte birinin zayi olmasına sebep olmuştur. Mezhep savaşlarında zemin ortak bir dindir. Dinin ana referanslarından hareketle yorumlar yapılır, yorumlar farklılaşır ve farklılaşan yorumlara göre dinî pratik hakkı istenir. Eğer bu talep ve teşebbüs kelami epistemoloji çerçevesinde bir cevaz bulabiliyorsa, o dinde tanım gereği çoğulculuk vardır ve her dinî yorum ve bu yoruma göre yaşamak isteyen mezhep müntesipleri kendilerini ifade etme, pratiklerini gerçekleştirme hak ve özgürlüğüne sahiptir. Böyle bir kelami zeminde mezhep çatışması ortaya çıkmaz, farklı mezhepler bir arada veya duruma göre yan yana ya da en azından çatışmaya girmeden yaşar. Fakat bu, mezheplerden hareketle askerî savaşların, politik mücadelelerin ve çıkar çekişmelerinin olmayacağı anlamına gelmez. Bu tür çatışma, mücadele ve çekişmelerde mezhep etkileyici faktördür, bir bakıma mezhep meşruiyet zeminin sağlanması için araçsallaştırılmıştır; başka bir ifadeyle mezhep maskesini takanların niyeti mezheplerinin içtihatlarını ve pratiklerini kendi hatırına diğerlerine kabul ettirip onları saf doğruluğa sevk etmek değil; politik mücadelede üstünlük sağlamak, çıkar temin etmektir. İslam tarihinde yukarıda çizdiğimiz çerçevede, yani kendi hatırına saf mezhep çatışması vuku bulmamıştır. İslamın iki ana yorumu Sünnilik ve Şiiliktir. İkisi de Ehl-i Kıbledir, Kuran ve Sünneti referans almakta; kelam ve fıkıh alanında kendi aralarında farklılaşmalar kaydetmektedirler. Ama bu, ne Sünnilerin Şiilere, ne Şiilerin Sünnilere baskı kurmasına meşru gerekçe teşkil etmez. Sünnilik içinde iki büyük itikat mezhebi vardır: Eşarilik ve Maturidilik. Fıkıh mezhepleri de Hanefilik, Şafiilik, Hanbelilik ve Malikiliktir. Bu mezhepler arasında da çatışmaya temel teşkil edecek hiçbir faktör yoktur ve olmamıştır da. Son Antalya toplantısında, Diyanet, Aleviliğin İslam içi olduğunu beyan etmiştir. Zeydilik ve çok az müntesibi olan İbadilik rahatlıkla varlıklarını devam ettirebilmekte, büyük çoğunluk tarafından saygı görmektedirler. Hatta Şianın gulat fırkaları da bugün için herhangi bir çatışmaya sebep değildirler. Durum bu merkezde iken, Iraktaki çatışmaları salt mezhep farklılığına dayandırmanın ikna edici bir yanı yoktur. Kaldı ki başta Ayetullah Sistani, Ayetullah Ali Hameney, Abdülaziz el Hekim, Mukteda es Sadr ve Sünni ulema bu çatışmalara karşı çıktılar; hangi mezhepten olursa olsun Müslümanların birbirlerine karşı silah kullanamayacaklarını, bunun haram olduğunu açık bir dille ifade ettiler. Demek ki ortada başka şeyler söz konusudur. Ali Bulaç |
#12
|
||||
|
||||
Hak batil mücadelesi
Ismi kimligi ne olursa olsun yer yüzünde Temelde iki gurup mücadeöe etmektedir. Hak ve batil mücadelesi kiyametin sabahina kadar devm edecektir
Rabbimiz bu gercegi söyle bildiriyor Siz, Hakkın, batıla yenilip kaybolacağını mı sanıyorsunuz? Siz, inkarcılara, Hak düşmanlarına Allah’ın verdiği mühletin dolmayacağını ve insanların batılın kölesi olmaya devam edeceğini mi zannediyorsunuz? “Zulmedip dururlarken kendilerine mühlet verdiğim nice memleket halkı vardı ki, sonunda onları yakalayıvermiştim. Dönüş ancak banadır.” [3] Bu ayetin isaret ettiklerinden bir kasaba Pompei’ taslasmis insanlar halen ibret levhasi olarak ortada buyrun !! http://www.google.de/imgres?imgurl=h...QEwAQ&dur=6265 Geändert von turkogluturkiye (05.06.2014 um 01:39 Uhr). |
#13
|
||||
|
||||
Hak Tanimaz Dinsizler
Tarihin her döneminde hak tanimaz dinsizler, kimi zaman din kisvesi altinda, kimi zaman mezhep, kimi zamanda felsefi ideolojilerin arkasina siginip, Hakka karsi savaslarini dejenerasyonlarini devam ettirmislerdir.Kendilerini rahatta his ettiklerinde,Dinsiz imansiz olmamin verdigi rahatlikla kendilerini aciga vurmuslar,Dünyayi fesata vermisler yakip yikmislar, Ahlak deger yargisi olmayan bu seytan taifesi
Lanetli Kent Pompei’ halkinin mahf olmasina sebep olan hayat tarzindan daha vahim bir hayati insanliga reva görmektedirler. HAK bir tanedir.Hakkin karsindaki düsmanlar bazen hak adina karsiniza ciksada bunlar binbir kisveye girmis, hatta bazen sizden bile görünebilirler.Islam`da bile 72 fikra olacagi bildirilmisken, birde gayri müslimleri toplasaniz binbir fikra haline girmis batila karsi tek DOGRU VAR ODA SADRI ISLAMDIR. Yani diyecegim odur ki,adi kimligi ne olursa olsun batil binbir basli vahsettir. Bazen ateist, bazen dinli bazen, komünizm, bazen kapitalis, bazen en masum görünen bir tarikat , mezhep,sekte , felsefi akin, hayat tarzi kimligine burunerek karsiniza cikabilir. BUNLARI HAKTAN AYIRMANIN TEK YOLU! TEK CARESI, SADRI ISLAMI ÖGRENIP YASAMAKTAN GECER. Hak herzaman batila üstün gelmis gelmeye devam edecektir.Yeterki Hakki batildan ayirabilme basiretini yetenegini elde edebilelim Zitat:
Geändert von turkogluturkiye (05.06.2014 um 12:00 Uhr). |
#14
|
||||
|
||||
Marxis Leninist sapiklarin yeni yöntemi
Bu kadarinada pes
Kücük cocuklari zihniyetleri gibi pacavra giydirip daga kacirirken yakalanan alcaklar! http://www.yeniakit.com.tr/haber/dag...ldi-19832.html Geändert von turkogluturkiye (05.06.2014 um 14:30 Uhr). |
#15
|
||||
|
||||
PKK sadece Türklerin degil Kürt halkinin da düsmanidir
Dünyadaki ser güclerin taseron orgutu olan PKK nin en büyük zulmü Kürt halkina olmustur.
Kürt cocuklarini bile katl etmeleri, bunlarin sapik ermeni, ve siyonistlerin oyuncaklari olduklarinin en bariz isbatidir. iste isbati http://www.sondevir.com/?aType=fotohaber&FotoID=2710 |
#16
|
|||
|
|||
Bunlari Hakan Fidan ve tayfasinin, hani su Hakan Fidan var ya, Suriye'ye 4 kisiyle gideriz ordan
bir kac roket atar ve Türkiye savasa sokariz diyen MIT müstesari Hakan Fidan var ya? O'nun yapmadigi ne malum? Ben PKK'yi savunmuyorum, islamci Kürtleri de savunmuyorum! Ancak böyle seyleri PKK'nin yapmasi onlarin ne kadar da geri zekali oldugunu gösterir ki, onlar dünya bazinda Türkiye'nin önünde gectiler... Sen bunlari bir düsün! Celik comak oyunlariyla büyük devlet olunmaz! Bal bal demeyle bal olmaz! Zitat:
Geändert von Ask_Sehidi (05.06.2014 um 22:08 Uhr). |
#17
|
||||
|
||||
Zitat:
Gecmiste Kürtleri baski altina almak icin bircok kez köyleri yakmis, besikteki cocuklari bile kursuna dizmisler. ermeni ve siyonstlerin Aslinda bir tasla birkac kus vurma taktigidir bu, Ermeniler Ne Türkleri nede kürtleri sevmezler. sevmedikleri iki irki birbirine kirdirdilar |
#18
|
||||
|
||||
Esas soykirimci barbarlar, Türkleri soykirimla suclayamaz
ERMENİ TEZLERİNİ DESTEKLEYEN ÜLKELERDEN ABD VE RUSYA'NIN TARİHİ DE KATLİAM VE SOYKIRIMLARLA DOLU
AYGÜN: "SOYKIRIM AVRUPA'NIN İCADIDIR. BATILI ÜLKELER 20.YÜZYILI KANLA YAZDILAR. TÜRKİYE'Yİ SOYKIRIM YAPMAKLA SUÇLAYANLAR AYNAYA BAKSINLAR. Ankara Ticaret Odası (ATO), Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin "katliam ve soykırım sicili"ni çıkardı. 25 AB üyesi ülkeden 9'unun sicili bozuk... Ermeni tezlerini destekleyen ABD ve Rusya'nın tarihi de katliam ve soykırımlarla dolu... ATO'nun hazırladığı "AB'nin Katliam ve Soykırım Sicili Raporu"nda, AB üyesi ülkelerden Almanya, Belçika, Danimarka, Fransa, İngiltere, İspanya, İtalya, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin katliam ve soykırım sabıkasının kabarık olduğu belirtildi. Rapora göre, Ermeni soykırımı iddialarını ilk tanıyan 1982 yılında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi oldu. RUMLAR KIBRIS'TA ETNİK TEMİZLİK YAPTI Rumlar'ın Kıbrıs Türkleri'ne yönelik katliamları 1912 yılında başladı. Kıbrıs'ın 35 ayrı noktasında Türklere ait iş yerleri, camiler ve evler yakıldı, insanlar öldürüldü. 1952 yılında EOKA adlı terör örgütü kuruldu. EOKA sistematik bir biçimde başlattığı saldırılarda 100 Türk'ü öldürdü ve 30 Türk köyünü yaktı. 1963 yılında EOKA'cılar yeni bir "etnik temizleme" planını devreye soktular, bu saldırılarda da 500 Türk öldürüldü, 130 Türk köyü yakıldı, 25 bin Türk evlerini terketmek zorunda kaldı. Katliamların başladığı 1912 yılından, Kıbrıs Barış Harekatı'nın yapıldığı 1974 yılına kadar 1000'i aşkın Türk, Rumlar tarafından öldürüldü. YUNANİSTAN MORA'DA 20 BİN TÜRK'Ü KATLETTİ Soykırım iddilarını 1996 yılında tanıyan Yunanistan da soykırım konusunda sabıkalı... Osmanlı'nın dağılma sürecinde Balkanlar'da yaşanan katliamlarda çok sayıda Müslüman Türk hayatını kaybetti. 1829'da Yunanistan'ın bağımsızlığını kazanmasıyla Mora'daki Türkler göçe zorlandı, 20 bin Türk katledildi. 1923 yılında Lozan'da imzalanan Türk ve Yunan azınlıkların karşılıklı mübadelesine ilişkin anlaşmanın ardından Batı Trakya bölgesinde yaşayan Türkler üzerinde sistemli olarak "etnik ve kültürel soykırım" başlattı. Bölgenin büyük bir bölümü askeri bölge haline getirilip sıkıyönetim ilan edildi. Köyler arasında geliş gidişler izne bağlandı, Türk azınlığın pasaportlarına el konuldu. Türklerin hukuki, siyasi, kültürel ve dini haklarının kısıtlanması ibadetlerine izin verilmemesi gibi yoğun baskılar sonucu 400 bin Türk bölgeyi terk etmek zorunda kaldı. BELÇİKA 10 MİLYON İNSANI KATLETTİ Soykırım iddialarını kabul eden bir başka ülke ise Belçika... 1.Dünya Savaşı'nın ardından Ruanda'nın yönetimi Belçikalılar'a verildi. Belçika'nın sömürgesi altındaki Ruanda ve Kongo'da 10 milyondan fazla insan soykırıma uğradı. İTALYA YÜZBİNLERCE AFRİKALI'YI ÖLDÜRDÜ Soykırım iddalarını destekleyen ülkeler listesindeki İtalya'nın, Libya'da 1911'den 1940'lı yıllara kadar uyguladığı imha operasyonları ve çölün ortasına kurduğu toplama kamplarında yüzbinlerce Afrikalı müslüman hayatını kaybetti. İtalya diktatörü Mussolini, Etopya'da ve Yugoslavya'da 300 bin insanı katletti. FRANSA SOYKIRIMIN MİMARLARINDAN Sözde Ermeni soykırımının inkarını suç sayan yasayı parlamentosunda kabul eden Fransa da 20. yüzyılı kana boyayan soykırımların mimarları arasında yer alıyor. Fransa, 1830 yılında Cezayir'i işgal etti. 132 yıl boyunca Cezayir'i işgal altında tutan Fransa, 1954-1962 yılları arasında 1.5 milyon Cezayirli'yi katletti. Fransa, 1.Dünya Savaşı'nda da 900 bin Afrikalı'nın ölümüne sebep oldu. ALMANYA EN VAHŞİ KATLİAMA İMZA ATTI Almanya da 20.yüzyılın en vahşi katliamlarından birine imza attı. Almanlar 1933-45 yılları arasında Büyük Alman İmparatorluğu'nu kurmak ve mükemmel Alman ırkını yaratmak hedefiyle diğer milletlerden ve etnik gruplardan 21 milyon insanı topluca kurşuna dizerek, toplama kamplarında, fırınlarda yakarak, gaz odalarında zehirleyerek soykırıma uğrattılar. Alman yönetimi öncelikle kendilerinden olmadığına inandığı bütün ırkları tespit edip harflerle sınıflandırdı. Bu kampanya uyarınca Çingenelerin yüzde 94'ü kısırlaştırıldı. İkinci hedef grup olarak Yahudiler seçildi. Gerek Almanya gerekse de Almanların işgal ettiği diğer ülkelerde yaşayan 2 milyon Yahudi sistematik bir biçimde vurularak, asılarak, yakılarak ve zehirlenerek öldürüldü. Almanlar 1891 yılında hammadde ve işgücü ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Namibya'ya sömürge kurmak amacıyla çıktılar. Bölgedeki çok zengin altın ve zümrüt madenlerini ele geçirmenin yolunun yerel Herero ve Nama halklarını yok etmek olduğuna karar veren Almanlar harekete geçti. Bu emir üzerine adanın yerlileri Herero ve Namalar üzerine taaruz eden Alman askerleri yaşlı, kadın, çocuk dinlemeden 117 bin insanı katlettiler. Katliamdan kurtulanlar işkenceyle öldürüldü. Yaklaşık 132 bin yerliden geriye 15 bini sağ kalabildi. DANİMARKA MÜLTECİLERİ ÖLÜME TERKETTİ AB ülkelerinden Danimarka, 1945 yılında 250 bin Alman mülteciyi ölüme terketti. Sovyet Ordusu'nun Alman topraklarına doğru ilerlemesinden kaçan 250 bin Alman mülteci Danimarka'ya sığındı. Üçte birini 15 yaşından küçük çocukların oluşturduğu Almanlar tel örgülerle çevrili toplama kamplarına alındılar. Binlerce çocuk ve yetişkin tifüs, bağırsak iltihabı ve ishal sonucu yaşamını kaybetti. İspanya diktatörü Francisco Franco, ülkesinde 30 bin muhalifini öldürttü. İspanyollar Amerikalılarla birlikte milyonlarca Kızılderili'yi katletti. İNGİLTERE AVUSTRALYA YERLİLERİNİ YOKETTİ İngiltere, 1788-1938 tarihleri arasında sömürgeleştirmek amacıyla gittiği Avustralya'da yerleşik yerli halk Aborjinleri sistematik olarak yok etti. İngilizler'in aralarına salgın hastalık yaydığı, bununla da yetinmeyip yemeklerine zehir katarak yoketmeye çalıştığı 750 bin Avustralya yerlisinden geriye sadece 31 bin kişi sağ kalabildi. RUSYA FEDERASYONU Lenin, 1917-1920 yılları arasında 30 bin muhalifini infaz ettirdi. 1944 yılında Rusya, Çeçen, İnguş, Karaçay-Malkarlar ile Kırım Türklerini trenlere bindirerek Sibirya ve Kazakistan'a sürgün etti. Bu sürgünde 500 bini aşkın Müslüman Türk yollarda öldü. Komünist rejim döneminde Türk soyundan gelen Kazak, Karatay, Çeçen, Noyan, Azeri, Türkmen ve kırgız boylarından milyonlarca Türk ve Müslüman katledildi. Rusya Devlet Başkan Leonid Brejnev, 1979'da Afganistan'I işgal ederek, direnen 1,5 milyon Afganlı'nın ölmesine neden oldu. Rusya Federasyonu'nun Çeçenistan'a yaptığı saldırılarda da 200 binin üzerinde sivil katledildi. AMERİKA'NIN SİCİLİ DE KABARIK Çeşitli eyaletlerinde Türklerin Ermenileri katlettiğine dair kararlar alan Amerika'nın silicili de bir hayli kabarık... Amerika, soykırımlara Kızılderilileri katletmekle başladı. Amerikalılar ve İngilizler Almanların savaşı kaybetmelerinin ardından, Dresden kentine sığınan Alman göçmenlerin üzerine 3 gün süreyle havadan bomba yağdırdılar. Savunmasız insanların sığındığı Dresden kentine uygulanan bombardıman sırasında 3 bin 900 ton tahrip gücü yüksek bomba ve 200 bin napalm bombası atıldı. Bu yoketme harekatında çoğunluğu çocuk ve kadınların oluşturduğu 200 bin kişi öldü. Amerika'nın Japonya'nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine attığı atom bombaları sonucu 135 bin kişi öldü. ABD'nin Vietnam'ı işgali ise 70 bin kişinin ölümüyle sonuçlandı. ABD son olarak Felluce'de 1500 sivili öldürdü. İngiliz Tıp Dergisi Lancet'in yaptığı araştırmaya göre Irak'ta ABD işgali dolayısıyla ölen sivillerin toplam sayısı 655 bine ulaştı. AYGÜN: SOYKIRIM AVRUPA'NIN İCADI ATO Başkanı Sinan Aygün, Türkiye'yi Ermeniler'e soykırım yapmakla suçlayan ülkelerin "20. yüzyılı kanla yazdıklarını" belirterek, "Soykırım Avrupa'nın icadıdır. Avrupa'nın ağababaları İngiltere, Fransa ve Almanya hangi yüzle Türkiye'yi soykırımcı ilan ediyorlar? Batılı ülkelerin yaptığı soykırımlar yüzünden 20. yüzyıl tarihe en kanlı yüzyıl olarak geçti. Hiçbir kanıta dayanmadan Türkiye'yi Ermeniler'e soykırım yapmakla suçlayanlar aynaya baksınlar" dedi. Batılı ülkelerin soykırım politikalarının bu yüzyılda da devam ettiğinin altını çizen Aygün, "Dün Bosna'da, Afganistan'da, bugün Irak'ta bütün insanlığın gözleri önünde postmodern bir soykırım cereyan etmektedir. Amerika 665 bin Iraklı'yı öldürürken neden kimsenin sesi çıkmadı?" diye konuştu. 20. yüzyılda milyonlarca insanın Batılı ülkelerin soykırımları nedeniyle hayatını kaybettiğini vurgulayan Aygün, şunları söyledi: Avrupa kendi suçunu örtbas etmek için Türkiye'yi soykırım yapmakla suçluyor. Bu ikiyüzlülüktür, tarihi çarpıtmaktır. İnsanlık tarihinin en kara, en utanç verici sayfalarını Avrupa yazmıştır." http://www.atonet.org.tr/yeni/index.php?p=785&l=1 |
#19
|
||||
|
||||
Toparlayacak olursak
Insana vahseti yasatan seytan ve nefistir.
Adi kimligi ideolojisi dini kültürü irki ne olursa olsun, insanoglu seytan ve nefsinin(icdürtülerini)anlayip tanimlayamiyorsa,onlardan arinip, hakka yönelemiyorsa, vahsetle ic-ice yasiyor demektir.Potansiyel bir vahset perestir. Insanoglu fezalari feht etmeye kalkmis,bilim ve teknolojide bircok mesafeler kat etmis olsada,kendini tanima hususunda maalessef sinifta kalmistir. Nezaman insanoglu Bunun neden ve nicinlerini derinlmesini arastirir,ve su sorulara gercek cevabi bulup geregi gibi yasami anayasa haline getirirse yer yüzünde baris kardeslik huzur insanlik tecelli edebilir * Insan nedir, ihtiyac ve vazifeleri nelerdir? * Nerden geldi nere gidiyor?Nicin geldi nicin gidiyor? *Icinde yasadigimiz evren nedir? tesadüflerin eserimi yoksa yaratildimi? *Insanin fiziksel aleminin disindaki metafizik ve ruhsal alemi derinlemesine arastirilip ihtiyaclari ortaya konulup, YOKLUK OLMADIGI gercegi insanliga detayli anlatilmali *Bu alem Yaratildiysa,Yaratan insanlari basi bos birakmiyacagi bir gercek, bu durumda yaratanin vaaz ettigi kanunlar olmali,(Tabii kanunlar benzeri)insan oglu onlarla sevk ve idare edilmeli. Bu gercek Bilimsel olarak ortaya konulup BM nezdinde yürürlüge konulmali. *Yokluk yoksa bu alem yaratildiysa, yasam ve serüveni bize der ki; demek ki insanlik sinavdadir,her sinavinda bir nihayeti , kazanip kayb edeni, cezasi mükafati var.Bu durumda ahirek hayati olmali Bu ve benzeri gercekler hakkiyle arastirilip tesbit edildimi, insanin sinavda oldugu gercegi anlasilir, ve sinavdaki yanlisliklarin nedeni seytan ve nefsin dürtülerinden kaynaklandigi belirlesir insanligin ortak düsmani tanimlanir. ve insanlik artik ortak düsmana karsi tavir alip, birbirini bogazlamaktan imtina eder.Yer yüzünden zulüm son bulur. "YER YÜZÜNDE FITNEDEN ESER KALMAYINCAYA KADAR MÜCADELE EDIN" ayeti kerimesi bu ve benzeri gerceklere isaret etmektedir.Allahu alem Geändert von turkogluturkiye (18.06.2014 um 10:42 Uhr). |