| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
#11
|
|||
|
|||
...
Zitat:
Ayrıca konu bunlardan bağımsız değil,şimdi şurada Mustafa Kemal in ingiliz ajanı iddiaların varya,gerçekten ayakları havada bir tez.Nedenine gelince,Osmanlı işgal edildiğinde senin şu çok övündüğün Sultan varya,İşgal edilen istanbulda sarayında yaşıyordu.Türkiyeden çıkarken,nasıl seyahat ettiğini öğrenirsen,ajanın kim olduğunuda öğrenirsin... |
#12
|
||||
|
||||
Ne ilgisi var ya Duyun-u umimiyeye bilhasa osmanli sultani abdulhamithan tarafindan kurulmustur...Dis borclari gözetim altina tutmak icin sen yalan dolan üzerine bina edilmis resmi tarihten bahs ediyorsun.biraz bagimsiz kaynaklardan faydalanmani salik veririm...Asagida tapu gibi belgelere dayanan belgeli bilgiler aktardim, okuyun kimin hain kimin kahraman oldugunu ögrenin..mizrak cuvala sihmiyor.
Zitat:
|
#13
|
|||
|
|||
...
Zitat:
Senin belge diye sunduğun şeylerin hepsi,senin gibi insanlar tarafından yapılmış,düzmece kanıtlar.Bence sen ve senin gibiler biraz değişik yerlerden okusun. Sizlere neden yobaz diyoruz anlıyormusun şimdi.Senin belge diye sunduğun hiçbirşeyin geçerlilik payı bile yok.Neyse ya şu refarandum olsun önce siz bir yenilgi alın,hasta Erdoğanı alıp gidin bu ülkeden,sizin yeriniz arabistan.Tabi onlarda sizi kabul ederse.... |
#14
|
||||
|
||||
Nasılda duvara tosladığınızda çirkinleşiyorsunuz.yine aynı terhane "ben dedim oldu"zihniyeti utanmadan SIKILMADAN yobaz ve bağnazlığınızı bize yamamaya çalışmanız var ya, tam bir klinik vakıa.Sizden ricam bu tartışmaya belgelerle katılamıyacaksanız uzak durmanızdır.BİR BELGEYİ ÇÜRÜTMENİN YOLU BAŞKA GÜVENİRLİR BİR BELGEYLE ARGÜMAN GÖSTERMEKTİR..İŞKEMBEDEN SALAMALARA KİMSE BAKMIYOR..Resmi Tarih diye doksan yıldır okutulan tarih artık iflas etmiştir.Millet gerçekleri öğrendikce kemal ve zihniyeti selaniğin çöplüğüne atılıyor..esas sizin gibi suyu tükenmiş kurbağalar, ya gerçekleri kabul edecek yada cıbiliyetinizin ait olduğu yere gideceksiniz.Saygi saygi deger insanogullarina
Zitat:
|
#15
|
||||
|
||||
M. kemal Islam düsmani bir haindi
MEDENİ BİLGİLER ve Mustafa Kemalin orginal El Yazıları
https://onturk.files.wordpress.com/2...untitled-3.jpg https://onturk.org/2011/05/22/medeni...n-el-yazilari/ Geändert von YigitAdam (21.02.2017 um 15:03 Uhr). |
#16
|
||||
|
||||
g.ötünden tarih yazdi Yobaz
Zitat:
Seni Yobaz din tücari -Önce bana $unu acikla TAPINAK ne demek Osmanli artigi??? Senin gibi KUlla kulluk edenlerden deylim hamam oglani...kicina görede tarih yazarsin Osmanlinin 600 yil dünyaya hükmettigine ancak senin gibi AHmaklar inanir algilama yetenegin yok anladik sorgulama yetenegin hic yok burada 100 deyil-150 deyil 600 YIL....hadi bu yazdiklarini var kabul edelim!!!!..Peki Sonu??? 600 yil bin Dünyaya hükmeden Padi$ahlarin neden kadinlarin köle halinden kurtarilip erkeklerle e$it kilinmasini saglamadi?Köleligi kaldirip insanlarin e$it $artlarda bireyler olarak ya$amasini saglamadi?Neden halkinin insan onuruna yaki$ir bir $ekilde ya$amasini saglamadi? Neden halk yoksul,peri$an,cahil biraklildi???Köleligi $art koydu???insanlari bu haritada kimin nereyi yönettigini görebilirsin yok öyle bir Dünya buna ancak senin gibi Ahmak yobazlar inanir.. http://www.slate.com/features/2013/08/histomapwider.jpg. osmanlı kurulduğu gibi dünyaya hükmetmeye başladığını sanan Mal. yok öyle bi dünya. osmanlı devleti 1453 - 1699 yılları arasında dünyaya hükmetmiştir. geri kalan yıllarını kuruluş ve yıkılış süreci kapsar. 250 yıl hükmettik. o da dünyaya değil. avrupa kıtasının yarısı, kuzey afrika, karadeniz, doğu akdeniz, ve arap coğrafyasına hükmettik. haritada çoğu zaman bizde gözüken iran'a bile tam anlamıyla sahip olamadık hiç bir zaman. osmanlı 1699'dan 1923'e kadar yıkılmakla meşguldü. bu 600 yıl dünyaya hükmettik sanan arkadaşlar ne hikmetse 1923'de bir anda atatürk'ün osmanlı'yı yıktığını sanmaktadır. osmanlı devleti 1453 - 1699 yılları arasında dünyaya hükmetmiştir. geri kalan yıllarını kuruluş ve yıkılış süreci kapsar. 250 yıl hükmettik. o da dünyaya değil. avrupa kıtasının yarısı, kuzey afrika, karadeniz, doğu akdeniz, ve arap coğrafyasına hükmettik. haritada çoğu zaman bizde gözüken iran'a bile tam anlamıyla sahip olamadık hiç bir zaman. osmanlı 1699'dan 1923'e kadar yıkılmakla meşguldü. bu 600 yıl dünyaya hükmettik sanan arkadaşlar ne hikmetse 1923'de bir anda atatürk'ün osmanlı'yı yıktığını sanmaktadır. Osman Ertugrul-Abdülhamidin torunu Cnntürke reportaj verdi ve canli yayinda acik acik aynen bunlari sölüyor acip izleyin. Laiklige sahip cikin Ben dahil bütün türkler Atatürke borcluyuz Vatani o kurtarti.Cumhuriyeti kurtarmakla cok iyi etti,o olmasaydi Allah bilir ne olurduk.. Osmanli hanedanin resi'i laiklige sahip cikin diyor.Unutmayin MUSTAFA KEMAL OLMASAYDI hicbirimiz olmazdik diyor,yaptigi devrim hanedam icin kötü oldu ama Türkiye onun sayesinde var,siz ben hepimiz varligimizi ona borcluyuz diyor... ATATÜRK dü$manlari Osmanliyi alet eden din ,irk,insan dü$manlari Yobazlar....osmanlidan bile daha iyi biliyorlar Geändert von Lara__ (22.02.2017 um 01:06 Uhr). |
#17
|
||||
|
||||
İnsanca yazışmayı bilmiyorsan defol karşımdan Rum bozuntusu çapulcu.Osmanlı olmasaydı sen bugün ne Türk olabilirdin nede insan..bizans zindanlarında ortanın mali olurdun...Hangi mağarada yetiştiğini bilemiyeceğim fakat Osmanlı 3 kıtaya adaletle hükm etiığinin sırlarını aşağıda tarihi belgelerle aktaracağım.olirki aydınlık görürda bağnaz mağarandan kurtulursun.Saygı , saygı değer insanogullarina.
M.kemal ABD yalakalik yapmak için kicini yirtarcasina takla atarken , Amerika 29 yıl Osmanlı'ya vergi ödedi ABD'nin Osmanlıya haraç verdiği anlaşma:Trablus Osmanlı'nın 1795 yılında ABD'nin kendi teknelerine dokunmaması karşılığında Osmanlıya haraç ödediğini biliyor muydunuz?Trablus anlaması'nın önemi: ABD tarihinde kendi dilinde olmayan tek uluslararası anlaşma Türkçe'dir ve ABD tarihinde vergi vermeyi kabul ettiği tek ülke Osmanlı Devleti’dir...........Murat Bardakçı -- İşte Osmanlı’yı Cihan Devleti haline getiren 20 özellik: Madde ve mânâda efendi olmaları Mekke ve Medine’nin hizmetçileri olmaları Oğulun babasını geçmesi Karaların ve denizlerin sultanı olmaları Asker destekleyici olmaları İstanbul’a sahip olmaları Yedi iklime malik olmaları Şehirlerin imarı ve halkın serveti Merkez olmaları Şiir yazmaları Kahraman olmaları Yardım istememeleri Saltanat temizliği Salgın hastalıklardan muaf olmaları Hasep ve nesep şerefi Şeriata bağlılıkları Edepli olmaları Hazineyi çoğaltma ve arttırmaları Etkili ve itaat edilen emir sahibi olmaları Müsadere yapmamaları ---Unlu Fransiz Tarihci Fernand Braudel -------------------------------------------- Zitat:
Geändert von YigitAdam (22.02.2017 um 01:32 Uhr). |
#18
|
||||
|
||||
M. Kemal atatürk (!) (ihanetinin resmi vesikası)
{ May 8, 2010 @ 3:09 pm } · { M. Kemal atatürk }
İngiliz Ajanı Mustafa Kemal (ihanetin resmi vesikası) İslam düşmanı mason yahudi Mustafa Kemal’i bir kahraman gibi ira’e ederek 70 senedir milletin beynini yıkamaya çalışan kemalistlere tokat gibi vesika. Aşağıda kıraat edecekleriniz (okuyacaklarınız) “The Sunday Times (London)” isimli ingiliz gazetesinin 11 şubat 1968 tarihli nüshasında Martin Gilbert tarafından neşredilen “How Our Man Declined To Rule Turkey” isimli makalenin Türkce tercemesidir. Masdarın sahihliğini tecessüs edenler tahkik edebilirler. (Makalenin aslını buradan kıraat edebilirsiniz.) Kasım 1938 Türkiye’nin şefi Kemal Atatürk’ün vefat ettiği tarihtir. O, 15 senelik katı diktatörlüğü döneminde Türkiye’yi, halkı istemediği halde cebir ile Garb medeniyetine götürmeye çalışmıştı. O, sarık ve çarşafı men etmiş, İslam’ın kuvvet ve kudretini kırmış, hatta latin alfabesini bile kabul ettirmişti. Atatürk’ün vefat döşeğinde, üzerinde en fazla tefekkür ettiği mesele; kendisinden sonra programını tatbik edebilecek birisini bulup yerine geçirip geçiremeyeceği hususuydu. Bunun için zamanın İngiliz sefiri Sir Percy Loraine‘i İstanbul’daki Dolmabahçe Sarayı’na çağırdı. İkisi arasında geçen mülakatlar yaklaşık olarak otuz (30) sene gizli kaldı. Gizli mülakatlar ilk olarak Piers Dixon’un babası (Sir Percy Loraine) hakkında hazırladığı “Double Diplomat” (Çifte Diplomat) isimli kitabında yer aldı ve daha sonra da “Hutchinson Yayınevi” tarafından neşredildi. Piers Dixon’un dökümanları arasında Sir Percy Loraine tarafından zamanın İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Halifax’a gönderilmiş bir telgraf da vardı. Telgraf İngiliz tarihinin en mühim senetlerinden birisi idi. Loraine, vefat döşeğinde olan diktatörle yaptığı bu mülakâtı çok enteresan olarak nitelendiriyordu. Bu vesikada Loraine, Lord Halifax’a şunları yazıyordu: “… Huzuruna vardığımda ekselanslarını yastıklara yaslanmış vaziyette, iki tabib ile, hemşirenin tedavisi altında gördüm. Ben girdiğimde, Reis (Mustafa Kemal), hizmetinde bulunanların ve hemşirelerin dışarı çıkmalarını istedi ve ihtiyaç anında kendilerini çağırabileceğini ifade etdi. Ondan sonra, ekselansları benimle yavaş yavaş, fakat dikkatlice konuşmaya ibtida etdi. Beni hiç bir zaman bana layık olmayan makamda görmek istemediğini, “Beni daima en layık makamlarda görmek istediğini” ve beni buraya onun için çağırdığını söyledi. Hakkımda arzuladıklarını gerçekleştirmem için çok ricada bulundu. Kendisine müsbet bir cevab vermemi taleb ediyordu. Şüphesiz ben geçmişte onunla bir arada çok bulundum ve çok mulâkatlar yaptım. Fakat bu, son mulâkatım olabilirdi. O, uzun ve mâcerâlı hayatı boyunca beraber çalıştığı arkadaşlarından bir çoğunu (kendisinden uzaklaştırarak) kaybetmiş ve yapılan tavsiyelerin bir çoğunu da reddetmişti. Sadece benim dostluğuma ve nasihatlarıma güveniyor ve bu dostluğun pekişmesine ehemmiyet veriyordu. Ben sanki Türkiye’nin başbakanıymışım gibi, benimle çok sade ve serbest bir vaziyetde meşveret ediyordu. Onun bir reis olarak vefatından evvel, kendi makamı için birisini takdim etme selahiyeti vardı. Onun en büyük arzusu kendisinden sonra “Türkiye’nin Reisi” olarak onun vazifesini üzerime almam idi. Teklifi karşısında benim nasıl bir cevab vereceğimi bir an evvel bilmek istiyordu. Mütefekkirane bir sessizlikle geçen bir anlık bekleyişden sonra ekselanslarına (Mustafa Kemal’e) “Bütün taleb ve duygularımı kelimelerle izah etmeye yetkili değilim!” şeklinde cevab verdim. Hakikaten o anda çok şaşırmış bir vaziyetde tefekkür ediyordum; hatırladığım kadarı ile yapmış olduğum mulâkatların hiç birisinde bu kadar derin tefekkür edecek derecede bir mülâkatla karşılaşmamıştım. Ekselansları (Mustafa Kemal) yaptığı bu teklif ile sadece benzeri görülmemiş bir ikramda bulunmakla kalmıyor, aynı zamanda majestelerinin (İngiliz kralının) hükümetine olan bağlılığını da izhar ediyordu. Ekselansları benim ömrümün büyük bir kısmını majestenin hükümetinin hizmetinde geçirmiş olduğumu biliyordu. Ben halihazırdaki işimde bir kaç sene daha çalışmayı ümit ediyordum. Ekselansları ise, şimdi benden kesin bir cevab taleb etmekteydi. Kendilerine şu cevabı verdim: “İdarî işleri iyi yapıp yapamıyacağımdan şüphe ediyorum. Türkiye’nin Reisicumhurluğu’nu yüklenmek mesuliyeti ile İngiltere Sefirliği arasında çok büyük fark vardır. Tecrübe ve kabiliyetlerimin, ancak elimdeki işi yürütmek için aranan imtiyazlar olduğunu biliyor; bunun için kesin bir şekilde ve üzülerek teklifinizi kabul edemediğimi bildiriyorum!” Ben konuşmamı bitirdikten sonra ekselansları (Mustafa Kemal) çok heyecanlandı ve yatağına tekrar gömüldü, hizmetinde bulunan hemşireleri çağırdı (ve derin bir uykuya daldı.) Ekselansları ikinci defa konuşmaya ibtida edebildiğinde kendisine bildirdiğim kararda müessir olan hususları idrak ettiğini söyledi. Durumu henüz verdiğim cevabdan çok üzüldüğünü söyleyebilecek kadar iyi idi. Benden başka bir cevab alamayacağını idrak edince “Reislik” için İsmet İnönü’yü tavsiye etti. Atatürk sonra dirseklerine dayanarak doğrulmaya çalıştı ve ellerimi sıktı, gelecekte de Britanya ve Türkiye ilişkilerinde faal roller oynayacağımı belirterek teşekkür etti ve kendinden tekrar geçti. Bu teklifi reddedişimin isabetli bir karar olduğunu düşünüyorum. Şayed yapmış olduğum teşebbüslere dair ekselanslarından te’vidli bir mesaj alabilirsem pek müteşekkir ve mesrur olurum. Lütfen Kral’a da bildiriniz!..” Martin Gilbert -----------------------------------NOT: Makalenin orginal aslı Burada......http://www.atajew.com/2000/05/sunday-times.html Bu belge yaklaşık 50 yıldır başına açıklanmış kamoyuna mal olmuştur. aslı ingiliz devlet arşivlerinde mevcuttur...İsteyen herkes gidip görebilir...Ne acıdırkı Kemalist çapulcular bugüne kadar bu vesikayı gündeme getirenlere sağdan soldan havlayıp küfür etmekten başka birşey yapamadılar....ASLINDA KEMALİSTLERDE BİLİYOR BUNUN GERÇEK OLDUĞUNU AKSİ HALDE BU BELGEYİ YAYINLAYAN GAZETEYİ MAHKEMEYE VEREBİLİRLERDİ; İNGİLİZ HÜKÜMETİNİ KÖŞEYE SIKIŞTIRABİLİR HESAP SORABİLİRLERDİ...BENDE BURDAKİ TAPANAK ŞÖVALYELERİNE KEMALIN GERİCİLERİNE DİYORUM Kİ; BURDA KLAVYANIN ARKASINDAN HAVLAYACAĞINIZA GİTİN İNGİLİZ HÜKÜMETİNİ DAVA EDİN ATAMIZA İFTİRA ATIYORSUN DESENİZYA? YEMİYOR DEĞİLMİ....İşte böyle mızrak çuvala sihmiyor tapanağınızın alçak sıfatlarını milletim öğrendikçe onun putları ve zihniyeti tarihin çöplüğüne etilacaktır |
#19
|
||||
|
||||
Yobaz
Zitat:
YObaz,Sen bu yazidan ne cikardin ne anladigini bize aciklarmisin,Atatürkün ingiliz valisi olmak istedigimi kanitlamaya calisiyorsun? Bilirsin cehalet basa bela ben anlamadim ,sen YObaz Atatürkün Nutuk Kitabini satir satir okumus ezberine almi$ biri olarak bizleri aydinlat. Atatürk ingiliz valisimi olmak istiyordu??? ona göre bende sana belgelerle buraya cevap verecegim |
#20
|
||||
|
||||
Demek tapanağının kitabını hıfz etmişsin:-))
Çok anlaşıyli tapanak şövalyesi :-)))))) o.çocuğu olduğunuda ordanmı hıfz ettin.Onun dininde küfür hakaret etmek ibne olmak orospu olmak yatıp kalkıp putlara tapmak,marifet olduğunu hifz ettinde, ingiliz sefirini Konsolosunu) çağırıp gebermeden önce idareyi ona teklif etmek istediğini görmedin mi? vay zavalı vay:-)) ben sana belge gönderdim..bana müteşekkir olman gerekmezmi? Hakaret küfür edeceksen belgeyi yayınlayan merci bellidir 50 yıldır ortada dolaşıyor..kimseden yalanlama aksini isbat etme gibi bir belge ortaya konulmadığına göre,(VARSA BUYUR GÖSTER) bunun gerçekliği aksini isbat edene kadar devam edecektir...aksini isbat etme mahkeme kararıyla olur bunuda yapmaktan korkan kemalistlerdir...ben zaten senin tapanağının ingiliz ve siyonistlerin oyuncağı olduğunu biliyorum... .................................................. ............... neyse burayi iyi oku olurki anlarsin....dikkat et zoka moka girmeyesin............ Piers Dixon’un dökümanları arasında Sir Percy Loraine tarafından zamanın İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Halifax’a gönderilmiş bir telgraf da vardı. Telgraf İngiliz tarihinin en mühim senetlerinden birisi idi. Loraine, vefat döşeğinde olan diktatörle yaptığı bu mülakâtı çok enteresan olarak nitelendiriyordu. Bu vesikada Loraine, Lord Halifax’a şunları yazıyordu: “… Huzuruna vardığımda ekselanslarını yastıklara yaslanmış vaziyette, iki tabib ile, hemşirenin tedavisi altında gördüm. Ben girdiğimde, Reis (Mustafa Kemal), hizmetinde bulunanların ve hemşirelerin dışarı çıkmalarını istedi ve ihtiyaç anında kendilerini çağırabileceğini ifade etdi. Ondan sonra, ekselansları benimle yavaş yavaş, fakat dikkatlice konuşmaya ibtida etdi. Beni hiç bir zaman bana layık olmayan makamda görmek istemediğini, “Beni daima en layık makamlarda görmek istediğini” ve beni buraya onun için çağırdığını söyledi. Hakkımda arzuladıklarını gerçekleştirmem için çok ricada bulundu. Kendisine müsbet bir cevab vermemi taleb ediyordu. Şüphesiz ben geçmişte onunla bir arada çok bulundum ve çok mulâkatlar yaptım. Fakat bu, son mulâkatım olabilirdi. O, uzun ve mâcerâlı hayatı boyunca beraber çalıştığı arkadaşlarından bir çoğunu (kendisinden uzaklaştırarak) kaybetmiş ve yapılan tavsiyelerin bir çoğunu da reddetmişti. Sadece benim dostluğuma ve nasihatlarıma güveniyor ve bu dostluğun pekişmesine ehemmiyet veriyordu. Ben sanki Türkiye’nin başbakanıymışım gibi, benimle çok sade ve serbest bir vaziyetde meşveret ediyordu. Onun bir reis olarak vefatından evvel, kendi makamı için birisini takdim etme selahiyeti vardı. Onun en büyük arzusu kendisinden sonra “Türkiye’nin Reisi” olarak onun vazifesini üzerime almam idi. Teklifi karşısında benim nasıl bir cevab vereceğimi bir an evvel bilmek istiyordu. Mütefekkirane bir sessizlikle geçen bir anlık bekleyişden sonra ekselanslarına (Mustafa Kemal’e) “Bütün taleb ve duygularımı kelimelerle izah etmeye yetkili değilim!” şeklinde cevab verdim. Hakikaten o anda çok şaşırmış bir vaziyetde tefekkür ediyordum; hatırladığım kadarı ile yapmış olduğum mulâkatların hiç birisinde bu kadar derin tefekkür edecek derecede bir mülâkatla karşılaşmamıştım. Ekselansları (Mustafa Kemal) yaptığı bu teklif ile sadece benzeri görülmemiş bir ikramda bulunmakla kalmıyor, aynı zamanda majestelerinin (İngiliz kralının) hükümetine olan bağlılığını da izhar ediyordu. Ekselansları benim ömrümün büyük bir kısmını majestenin hükümetinin hizmetinde geçirmiş olduğumu biliyordu. Ben halihazırdaki işimde bir kaç sene daha çalışmayı ümit ediyordum. Ekselansları ise, şimdi benden kesin bir cevab taleb etmekteydi. Kendilerine şu cevabı verdim: “İdarî işleri iyi yapıp yapamıyacağımdan şüphe ediyorum. Türkiye’nin Reisicumhurluğu’nu yüklenmek mesuliyeti ile İngiltere Sefirliği arasında çok büyük fark vardır. Zitat:
Geändert von YigitAdam (05.03.2017 um 14:10 Uhr). |