Teknoloji öyle hızlı ilerliyor ki her şey değişiyor.

Evdeki rafları düzenlerken DVD, CD ve VCD’leri kaldırdım bugün. Her şeyin dijital olarak izlenebildiği bir dünyada bu medyalara artık ihtiyaç kalmadı. Değişen tek şey medya değil, güvenlik sorunlarımız da farklılaştı. Eskiden evin penceresine, balkonuna demir parmaklık kapıya da çelik kapı yaptırılınca kendimizi güvende hissederdik.

Şimdi şifrelerimizi korumak, kimliğimizi korumak ve hatta banka hesabımızı korumak gibi birçok endişemiz var. Teknoloji sunduğu kolaylıklar kadar tehditleri de beraberinde getiriyor.

Bu tehditlerden birkaçını ve alabileceğiniz birkaç önlemi sıralamak isterim. Birincisi Facebook gibi bir ortamda gerçek dünyada tanışmadığınız kişileri arkadaş olarak kabul etmeyin. Yakın bir arkadaşım daha ötesini yapıyor. Tanıdığı ama sevmediği insanları da arkadaş olarak kabul etmiyor. Kendisini sevmiyorum, çay bile içmek istemem, sırf aynı sınıfta öğrenciyiz diye niye arkadaş olayım ki diyor. Amerika’da ilan sitelerinin birçoğunda şöyle bir öneri vardır. Diyelim ki, özel ders almak istiyorsunuz veya vermek istiyorsunuz. Potansiyel hoca ya da öğrenci ile buluşmanız gerekiyorsa, mutlaka ilk görüşmeyi kalabalık bir kafe ya da alışveriş merkezinde yapın. Kötü niyetli biriyse eğer oradaki görüşmede anlama ve bu işten vazgeçme şansınız olabilir. Diğer bir ifadeyle internette tanışılan birini fizik öğretmeni bile olsa eve davet etmek yerine bir kafeye davet etmek daha güvenli olacaktır.

Bilgisayarların üstünde birer kamera var. Bilgisayar korsanları isterlerse bu kameralara erişerek bir odanın görüntüsünü alabiliyorlar. Dolayısıyla bilgisayar karşısında soyunup giyinmek bir bilgisayar korsanına malzeme verebilir.

Cep telefonlarının artan fotoğraf kalitesi ve çekim hızı, insanları cep telefonundan fotoğraf çekmeye itiyor. Çekilen bu fotoğrafları da saklamak için “cloud” “bulut” depolar kullanılıyor. Bulut depoların şifrelerini, internet korsanlar karar verirlerse çok zorlanmadan ele geçirebiliyorlar. Eski usul bir hard disk ya da CD’de fotoğraf saklamak daha doğru.

Facebook gibi ortamlarda insanlar sınırsız fotoğraf sergiliyorlar. Bu fotoğraflar daha sonra bu kişilerin kariyerleri için sağlıklı olmayan değerlendirmelere yol açabilirler.

Eskiden çok fotoğraf çekerdim, artık daha az çekiyorum. Üstelik artık çektiklerimin üçte ikisini de siliyorum. Bir fotoğraf çok güzel değilse, bir daha bakmak isteyeceğiniz bir fotoğraf değilse silin gitsin. Bilgisayarlarımız ve hard disklerimiz zaten dolmuş durumda.

Çok istisnai bir şey olmadıkça internette siyasi değerlendirme yapmak da doğru değil bence. İnternette herkes her önüne gelen her şeyi söylüyor ve kendimizi bir anlamda bu tür tartışmalardan korumak için gayret etmeliyiz.

Bir de check-in denilen, belirli bir yerde olduğunuzu bildiren eylem var. Sinemadayım, tatildeyim gibi check-in’ler hırsızlar için doğrudan adres göstermek anlamına geliyor.

Birçok site şifre istiyor. E-posta, Facebook veya Twitter gibi hesaplarınızın dışında kullanmak için bir şifre geliştirmekte fayda var.

Bir de gelen maillerdeki hiçbir eki açmamak gerek. Beklediğimiz bir mail ise açalım. Değilse açmadan silmek, bilgisayarımızı koruyacaktır.

İnternete dayalı güvenlik önerilerini sık sık güncel okumalarla desteklemek sizi ve ailenizi koruyacaktır.


Melih Arat

 Mit Zitat antworten