[turkogluturkiye]

Yetimin gözleri kömür karası
Küçücük kalbinde hicran yarası
Maden ocağında kaldı babası
Acılar içinde ağlıyor şimdi

Hani umuttun sen ah kara elmas
Yüzlerce can aldın biter mi bu yas
Yanıyor Edirne, Ardahan, Sivas
Ateşin kalpleri dağlıyor şimdi

Ağıtlar yakıyor yetim anası
Eve dönemedi gönül sevdası
Ekmek parasının bu mu manası
Başına karalar bağlıyor şimdi

Şehitler yürüdü yüce mevlaya
Feryatlar yükseldi arş-ı alaya
Sabır ver Allah’ım dertli Soma’ya
Gözler pınar gibi çağlıyor şimdi-
-----.

Şehitlerimize Allah gani gani rahmet eylesin.
Milletimiz var olsun!

* Bir hastanede kaza olunca başhekim sorgulanıyor.
* Bir karakolda kaza olunca oranın amiri sorgulanıyor.
* Bir okulda kaza olunca oranın müdürü sorgulanıyor.
* Bir lokantada müşteriler zehirlenince oranın aşçıbaşı sorgulanıyor.
* Bir kamyon kaza yapsa şöforu sorgulanıyor.
* 17 Ağustos depreminde müteahhit Veli Göçer azami düzeyde sorgulandı.
Olması gereken de budur zaten;
* Soma Maden İşletmesi’nde kaza olunca oranın sahibi ve işletmecisi Alp Gürkan ve mali destekçisi Koç Grubu niçin sorgulanmıyor?

Mesele Türkiye’yi kaosa sürüklemek, birikimlerini hortumlamak, bağımsızlığını yok etmek değilse nedir?
Bu tutumun Gezi olayları sırasında Masonların toplanarak Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’na Menderes hatırlatması yapmaları ile hiç ilgisi yok mudur?
Neden özel bir işletmenin sahibi dururken Başbakanlık makamı hedefe konuluyor ve linç kampanyası başlatılıyor?
Der Spiegel Dergisi’nin Başbakan’a "Cehenneme git" manşeti atmasının hikmeti nedir? Bu dergi ile Batı’nın tanınmış gazete ve dergilerinin aynı doğrultuda ve tonda haberler yapmasının, Türk başbakanına linç kampanyası başlatmasının amacı nedir?

Soma’da yaşanan olayın sorumluları sorgulansın, yargılansın ve Türkiye’deki faaliyetleri derhal durdurulsun! İlk sorumlusu elbette işletmenin sahibi ve MASONLARIN resmî yayını MİMAR SİNAN DERGİSİ’nin de yazarı ALP GÜRKAN’dır!. SOMA Maden İşletmesini VEHBİ KOÇ’un isteği ile ALP GÜRKAN, KOÇ GRUBU’nun bünyesinde işletmektedir.

İsrail’in kuruluş yıldönümü günü (Bize göre NAKBE) meydana gelen bu kanlı olayın sorumlusu MASONLAR, KOÇ GRUBU ve ALP GÜRKAN’dır. Çalışma ilkesini "İsrail’in haklarını korumak ve savunmak" olarak belirleyen Yahudi Axel Springer Verlag A.G Medya Şirketi ile ortaklık anlaşması imzalayan DOĞAN MEDYA da provakatif haber ve yorumlarıyla bu olayın merkezindeki medya ayağıdır.

Bunun bir kaza olduğuna kesinlikle inanmıyorum. Bu şer tayfasının olduğu yerde hüsn-i zan yapmak akıl karı değildir. Bu olay İsrail’in kuruluş yıldönümü kutlamasına Türkiye’deki YAHUDİ SERMAYESİ ve MASONLARIN İsrail’e kanlı bir kutlama hediyesidir. Muharref Tevrat’taki
"Et yiyin kan için, dünya beylerinin kanlarını içeceksiniz, sarhoş oluncaya kadar kan içeceksiniz."
muharref ayetinin bir uygulamasıdır. Bu olay alçak bir sabotajdan, Türkiye’yi kaosa sürükleme girişiminden başka bir şey değildir. Zaten Mason uşakları, İsrail aşıkları da milletin derdini paylaşmak, şehitlerin ruhuna fatiha okumak yerine tıpkı geçmişte dedelerinin de yaptığı gibi TAKSİM’de ve medyada kaos tetikleme eylemindeler.

Bu durumda yapılabilecek en doğru davranış FASIKTAN GELEN HABERE İNANMAMAK, MİLLETÇE KENETLENEREK YARALARIMIZI BİRLİKTE SARMAK’tır. Sonrası elbette Arzı Mevud sermayesine, Arz-ı Mevud medyasına hesap sormak ve Türkiye’de faaliyet göstermesini engellemektir. Bu şer odakları Türkiye’de etkin olduğu sürece biz bu tür acıları daha çok yaşarız. Çünkü CIA Sessiz Devrim ilkelerinin hepsini Gezi, 17 Aralık Operasyonu, Yargı darbesi vs. diyerek her şekilde denediler fakat; Türkiye’yi kaosa sürüklemeyi başaramadılar. Şimdi görünen odur ki CIA Sessiz Devrim ilkeleri işe yaramayınca provakatif kanlı eylemlere başladılar.Paralel medyada MASONİK YAZAR VE MADEN İŞLETMECİSİ ALP GÜRKAN’ı aklama çalışması bir tesadüf olamaz. Böyle bir olayda İŞLETMENİN SAHİBİ YETKİLİ KİŞİNİN SORGULANMASI gerekirken tam tersine yetkili kişiyi aklıyorlar. Olayı planlamadılarsa neden böyle yapıyorlar?

Bu tür durumlarda milletçe yaptığımız en vahim hata birlik ve beraberlik içerisinde yaralarımızı sarmak yerine KAOS TETİKÇİLERİNE KANMAKtır. Yazık ki biz bunu hep yapıyoruz. Onlara ilk kandığımızda Ulu Hakan II.Abdülhamit Han 13 Nisan 1909’da TAKSİM(!)’de haince yankılanan -ABDÜLHAMİT İSTİFA- sloganları ile tahttan indirildi. Bu sloganları atanlar ERMENİ, RUM ve YAHUDİLER’di. Sonrasında 15 milyon kilometre kare topraklarımızdan 1 milyon kilometre kareyi bile bulmayan bu günkü Türkiye kaldı. Yani bunların hain oyunlarına kandığımız için 15 kattan daha fazla küçüldük. İsrail’in kurulmasına da böylece zemin hazırlandı.

Sonra kaos tetikçilerine yine, yeniden, defalarca kandık. 60 darbesi, 80 darbesi, 28 şubat darbesi, krizler, bunalımlar, iflaslar peşpeşe geldi. Fakat son yıllarda Türkiye bütün bu yaşadıklarının tam tersine davranıyor. Onlarca kaos denemesi ve provakasyon girişimini millet bütünleşerek, itidalli davranarak atlattı. Milletimiz kaos tetikçilerinin, Arzı Mevud basınının tersine refleksler göstererek bütün tuzaklarını başlarına geçirdi. Ancak; kaos tetikçileri Gezi Provakasyonu ile CNN’den kesintisiz savaş haberleri yaparak başlattıkları sürecin devam edeceğini söylemişlerdi!

Şimdi devam ettireceklerini söyledikleri bu hain süreç için ne yapıyorlar ve neden Soma Maden İşletmesi’nin sahibi Masonik yazar ve patrona, destekçi sermayesi Koç Holding’e hiç ses çıkarmıyorlar anlayabildiniz mi?

Emrullah Bedir