| | Mitglied werden | | | Hilfe | | | Login | ||||||||
Sie sind hier: Startseite > Vaybee! Forum |
Hilfe | Kalender | Heutige Beiträge | Suchen |
|
Themen-Optionen | Thema durchsuchen |
#1
|
||||
|
||||
Krizin faturasını emekçiler değil zenginler ödesin!
- Bankalar ve tekeller için hazırlanan kurtarma paketlerinin toplam maliyeti 810 milyar Euro,
- Paketlerin haricinde 150 milyar Euro HRE, IKB, Commerzbank ve diğer bankalara özel yasalarla verildi, - 170 bin kiralık işçinin işine son verildi - 300 binden fazla kadrolu işçi işten çıkartıldı, - Mayıs ayından sonra 600 bin – 700 bin arası işçinin daha işten çıkartılacağı açıklandı, - Aralık – Şubat ayları arasında 700 bin işçi kısa çalışmaya çıktı. Kısa çalışmaya çıkanların önümüzdeki aylarda bir milyonu aşması bekleniyor, - Başta otomotiv yan sanayi olmak üzere binlerce küçük ve orta ölçekli şirketin iflas etmesine kesin gözüyle bakılıyor. Gün geçtikçe krizin etkileri artıyor. Her gün bir başka fabrikada kısa çalışmanın başladığı, işten atmaların gündemde olduğu, sözleşmeli işçilerin sözleşmelerinin uzatılmadığı haberleri geliyor. Bu krizin son 80 yılın en ağır krizi olduğunu artık herkes kabul ediyor. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin yanı sıra GM/Opel gibi yüz binlerce işçinin çalıştığı dev tekeller iflas ediyor veya iflasın eşiğinde bulunuyor. İşçi ve emekçilere para yok, Bankalara ve tekellere istemediği kadar! “Devletin kasaları boş” diyerek işsizlerin ve sosyal yardım alanların arasını kesen, kreşleri, kütüphaneleri, yüzme havuzlarını kapatan, eğitime yeterli bütçe ayırmayan hükümet, bankalar ve tekeller isteyince, bir gecede 500 milyar Euro’luk özel “kurtarma paketi” hazırlayıverdi! Bu yetmezmiş gibi özel yasalar çıkartarak, Commerzbank ve eyalet bankalarına bugüne kadar 150 milyar Euro nakit para verdi. Krizin sorumlusu sermayedir! Faturasını da zenginler ödesin! Bu kriz işçi ve emekçilerin değil, milyonlarca işçi ve emekçinin alınterini gasp ederek kârlarına kâr katan, sürekli daha az işçiyle daha fazla üreten sermayedir. Bugün kriz içerisinde olanlar, dün milyarlarca kar elde etmiştir. Bu krizin nedeni, işverenlerin ve zenginlerin daha fazla kar için aşırı derecede üretmeleridir. Dün aşırı derecede kâr edenler, milyonlarca insanı işinden, aşından edenler, bugün de krizin faturasını ödeyebilirler. Hükümetin işçilere gelince para yok, işverenlere ve zenginlere ise paranın sınırı yok politikası iki yüzlü ve kabul edilmesi mümkün değildir. “Hepimiz aynı gemideyiz, fedakarlık yapmalıyız” yalanları artık işçi ve emekçilere inandırıcı gelmemektedir. Son senelerde işçiler, toplu sözleşmelerde, çalışma koşullarında hep fedakarlık yaptı. Ancak kazanan ise hep işverenler, bankalar ve zenginler oldu. Yeter artık demek için, bizde mücadeleye katılalım! Hükümet ve işverenler krizin bütün yükünü biz işçi ve emekçilerin sırtına yıkmak istiyor. Bankalara ve tekellere verilen ve verileceği söylenen milyarlarca Euro’nun faturası bize çıkartılacak. Hükümet ülkenin en zenginlerinin servetine dokunmak bile istemiyor. Aksine ülkenin en zenginlerine daha fazla para veriyor. Eğer şimdi mücadele etmezsek, diğer ülkelerdeki işçi ve emekçiler gibi sokağa çıkıp hakkımızı aramazsak işimizi, aşımızı, evimizi kaybedenlerin sayısı her gün biraz daha artacak. Emekçiler birleşiyor, birliği güçlendirelim! Sene başında Frankfurt’ta ‘Krizin faturasını biz ödemeyeceğiz’ sloganı etrafında bir çok sendikacı, demokratik kurum, çevre örgütleri bir araya gelerek, krize karşı birlik oluşturdu. Her gün yeni güçlerin katıldığı birlik ilk olarak 28 Mart da Berlin ve Frankfurt’ta merkezi eylemler düzenliyor. Oluşan birlik, tam ücret karşılığı iş sürelerinin kısaltılması, taşeron firmaların yasaklanması, asgari ücretin yasallaşması, emeklilik yaşının düşürülmesi, eğitime ve sağlığa daha fazla bütçe ayrılması, eğitimin parasız olması, zenginlerin vergilerinin artırılması vb. için mücadele etmektedir. Yürüyüşe katılalım! Bu taleplerin kazanılması ilk başta göçmen emekçilerin yaşamını kolaylaştıracaktır. Birlik içerisinde yer alan Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) olarak bütün işçi ve emekçileri 28 Mart günü “Krizin faturasını biz ödemeyeceğiz” sloganı altında Berlin ve Frankfurt’ta yapılan gösterilere katılmaya çağırıyoruz.Çünkü;işsizliğin, yoksulluğun, savaşların olmadığı bir gelecek ancak mücadele edilerek kazanılabilir. Mücadeleden başka yol yok |